Examples of using "Fabbrica" in a sentence and their turkish translations:
fabrika karşıma çıktı.
Ben bir fabrikada çalışıyorum.
- O bir fabrikada çalışır.
- O bir fabrikada çalışıyor.
- Bir fabrikada çalışıyoruz.
- Bir fabrikada çalışırız.
O hangi fabrikaydı?
O bir fabrikada çalışmak istiyor.
Fabrika oyuncak üretiyor.
Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
- Bu fabrika günde 500 otomobil üretir.
- Bu fabrika günde 500 otomobil üretiyor.
Bu yüzden o bu fabrikada çalışıyor, değil mi?
Yani o, bu fabrikada çalışıyor, değil mi?
O bir fabrikada çalışıyor.
- Tom bir fabrikada çalışır.
- Tom bir fabrikada çalışıyor.
Bu fabrika CD çalarlar imal etmektedir.
Onlar fabrikayı kapatmaya karar verdiler.
Onlar bu fabrikada TV setleri üretiyorlar.
Tom bir fabrikada çalışırdı.
Oğlu fabrikanın yönetimini devraldı.
Eski bir fabrikayı bulmaya çalışıyordum.
Onurlu bir şekilde fabrikayı kapatıyorlardı.
Babam bir fabrika için çalışmaktadır.
Tom bir fabrikada çalışmak istiyor.
Fabrika üç yüz işçiyi işten çıkardı.
Bu şirkette çalışan kadınlardan yükümlü olacaksın.
Fabrika yandığı gece neredeydin?
- Bu fabrikanın üretimi % 20 oranında artmıştır.
- Bu fabrikanın randımanı %20'ye kadar arttı.
Dedektifler fabrikanın kömürleşmiş kalıntılarında yürüdüler.
Tom bir fabrika yapma planından vazgeçti.
buranın yalnızca eski bir fabrika olmamasıydı.
2005 yılının Ağustos ayında, fabrikanın anahtarları bendeydi.
O fabrikada bulduğum hazine --
Şüpheli, terk edilmiş bir fabrikada saklanıyordu.
Fabrika on yıl önce kapatıldı.
çünkü fabrika onun zamanında kapanıyordu.
- Fabrika yeni türde bir araba üretiyor.
- Fabrika yeni bir araba tipi üretiyor.
- Fabrika yeni bir araba modeli üretiyor.
Valentina'nın annesi bir tekstil fabrikasında çalıştı.
Bu fabrikanın üretim kapasitesi haftada 250 araçtır.
Önümüzdeki hafta fabrika muhtemelen kapatılacak.
Teknolojik yenilikler sayesinde, fabrikanın maksimum üretimi iki katına çıktı.
Fabrika o kadar eskiydi ki sahipleri fabrikanın değersiz olduğunu düşünüyordu.
İlk beş yıl, ben ve iş arkadaşlarım fabrikadan hiç çıkmadık.
- Boston'da bir işletmemiz var.
- Boston'da bir fabrikamız var.