Translation of "Dono" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Dono" in a sentence and their turkish translations:

È un dono.

Bu sadece bir armağandı.

Si è rivelato essere un dono,

aslında bir hediye olduğu ortaya çıktı

Il secondo dono è stato psicologico.

İkinci hediye psikolojikti.

Hai un dono per la musica.

Senin müziğe doğuştan yeteneğin var.

La mosca riceve del nettare in dono.

Sineğe nektar hediye ediliyor.

Hai ricevuto un dono grandioso, la vita,

Siz de bu dev hediyeye sahipsini: Hayat,

Suo figlio ha un dono per la musica.

Onun oğlunun müziğe doğuştan yeteneği var.

Che la vede come una parte dell'economia del dono.

hediye ekonomisinin bir parçası olarak görüyor.

Tom era probabilmente felice con il dono di Mary.

Tom muhtemelen Mary'nin hediyesinden memnundu.

- Ogni giorno è un dono.
- Ogni giorno è un regalo.

Her gün bir bağıştır.

L'amicizia di un grande uomo è un dono degli dei.

- Büyük bir insanın arkadaşlığı tanrılardan bir lütuftur.
- Büyük bir adamın dostluğu, tanrıların armağanıdır.

Ma laddove io vedevo il dono della sua presenza calma e attenta

Ben onun sakinliğini bir armağan olarak görüyorken

Ma il dono più grande che ho avuto è stato quello dell'educazione Occidentale.

Ama aldığım en büyük hediye Batı eğitimiydi.

- Jenny mi ha ringraziato per il regalo.
- Jenny mi ringraziò per il dono.

Mary hediye için bana teşekkür etti.

- Il dono più grande che qualcuno può farti è il proprio amore e il proprio tempo.
- Il dono più grande che qualcuno può farvi è il proprio amore e il proprio tempo.
- Il dono più grande che qualcuno può farle è il proprio amore e il proprio tempo.

Birinin size verebileceği en büyük armağan onların sevgi ve zamanlarıdır.

Pare sia stato un dono per il 50° anniversario dell'ascesa al trono della regina Elisabetta.

O, kraliçe Elizabet'in tahta çıkışının ellinci yıl dönümü için bir hediyeydi gibi görünüyor.

Ieri è storia, domani è un mistero, ma oggi è un dono. Per questo è chiamato "presente".

Dün artık mazi oldu. Yarın ise muamma. Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır.