Examples of using "Dono" in a sentence and their turkish translations:
Bu sadece bir armağandı.
aslında bir hediye olduğu ortaya çıktı
İkinci hediye psikolojikti.
Senin müziğe doğuştan yeteneğin var.
Sineğe nektar hediye ediliyor.
Siz de bu dev hediyeye sahipsini: Hayat,
Onun oğlunun müziğe doğuştan yeteneği var.
hediye ekonomisinin bir parçası olarak görüyor.
Tom muhtemelen Mary'nin hediyesinden memnundu.
Her gün bir bağıştır.
- Büyük bir insanın arkadaşlığı tanrılardan bir lütuftur.
- Büyük bir adamın dostluğu, tanrıların armağanıdır.
Ben onun sakinliğini bir armağan olarak görüyorken
Ama aldığım en büyük hediye Batı eğitimiydi.
Mary hediye için bana teşekkür etti.
Birinin size verebileceği en büyük armağan onların sevgi ve zamanlarıdır.
O, kraliçe Elizabet'in tahta çıkışının ellinci yıl dönümü için bir hediyeydi gibi görünüyor.
Dün artık mazi oldu. Yarın ise muamma. Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır.