Examples of using "Chiamata" in a sentence and their turkish translations:
Onu aradın mı?
- Hiç onu aradın mı?
- Hiç onu çağırdın mı?
Birkaç telefon görüşmesi yaptım.
Birkaç arama yapacağım.
Dün onu aradım.
Başka bir arama yapmalıyım.
Son siparişler!
Sen doğru karar verdin.
Tom aramanı bekliyor olacak.
Biz isimsiz bir çağrı aldık.
Yapmam gereken görüşmeler vardı.
Birkaç telefon görüşmesi yapmam lazım.
Ben bir çağrı bekliyorum.
Bir çağrı yapmalıyım.
Henüz onu aramadım.
Biri onu aradı.
Bugün onu aradım.
Onu hastaneden aradım.
Ona Jane adını verdiler.
Tom'dan bir çağrı aldım.
Yapacak önemli bir çağrım var.
Miller adında bir kişi sizi görmek istiyor.
- Telefona benim yerime bakabilir misin?
- Telefonu benim yerime sen açabilir misin?
- Telefonu benim yerime cevaplayabilir misin?
- Telefonu benim yerime açabilir misin?
Sadece bir arama yapmak zorundayım.
Ondan bir çağrı aldım.
Ondan bir çağrı aldım.
Onun Mary adlı bir kızı var.
O aramayı yapamam.
Arama ücretsizdir.
Bazı aramalar yapmalıyım.
Birkaç arama yaptım.
Bu öğleden sonra onu aradım.
Bu son çağrı.
Itoh adlı bir kişi sizinle görüşmek istiyor.
Senin için bir çağrı var. Bu Tom.
Tom'un çağrısını beklemeliyim.
Tom'dan telefon bekliyorum.
Dan Linda'dan bir çağrı daha aldı.
Tom Mary'den bir çağrı aldı.
- Sami, Leyla'nın çağrısını bekledi.
- Sami, Leyla'nın aramasını bekledi.
Benim bu gereksinime olan yolculuğum
Tom bu aramayı kabul etmek zorunda.
- Bu Tom'un çağrısı.
- Bu Tom'un kararı.
Ben sadece bir çağrı bekliyorum.
- Bu bir hakem kararıydı.
- Kanaate dayalı bir karardı.
Bu benim kararım Tom.
Bir yardım çağrısı duydum.
Onlar benim aramamı bekliyorlar.
Onu aramadığına memnun oldum.
Bugün okuldan arandım.
Ben sadece polisten bir çağrı aldım.
Az önce Tom'dan bir çağrı aldım.
Tom, Mary'den acil bir çağrı aldı.
muhtemelen sonunda Dell Bilgisayar adında bir şirket olurdunuz.
eşit alan haritası olarak bilinen Gall-Peters projeksiyonunu kullanabilirsiniz.
Kimse onu aramadı.
Ben onlardan bir çağrı bekliyorum.
Ondan bir çağrı bekliyorum.
Ondan bir çağrı bekliyorum.
Onlardan bir çağrı aldım.
Tom'un Mary adında bir kızı var.
Tom'un Mary adında bir kız kardeşi var.
Seni aradım.
O seni aradı.
Ailen aramanı bekliyor.
Fakat fillerin imdat çağrıları...
Buna da "Project '87" adını verdim.
Ben sadece onlardan bir çağrı aldım.
Ben sadece ondan bir çağrı aldım.
Ben sadece ondan bir çağrı aldım.
Bu şehre Japon Danimarkası denir.
ve progeria denen bir hastalığım var.
Toronto'ya Fort York denilirdi.
Tom Mary'nin çağrısını bekliyor.
Joseph ölümden bir çağrı duyduğunu söylüyor.
Bir telefon bekliyorum.
- Neden beni çağırmadın?
- Neden beni çağırmadınız?
- Neden beni aramadın?
- Neden beni aramadınız?
Az önce bana ne dedin?
Keşke beni arasan.
adı ''takotsubo kardiyomiyopati'' veya ''kırık kalp sendromu,''
Geçen gün ondan bir çağrı aldım.
Bir saniye. Bu çağrı önemli olabilir.
Bana aptal denmesinden nefret ediyorum.
O beni aradı.
Telefonda onu aradım.
Neden o beni aradı?
Onlar beni aradılar.
Beni aradığın için teşekkür ederim.
Annesi onu aradı.
Japonya'ya bir ödemeli arama yapmak istiyorum.
muhtemelen sonunda IKEA adlı şirket olurdunuz.
Keşke onları arasaydım.
Tom beni aradı.
Bana deli denilmesini istemiyorum.
Tom seni aradı.
- Seni dün aradım.
- Sizi dün aradım.
Neden beni daha önce aramadın?