Translation of "Világban" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Világban" in a sentence and their turkish translations:

Veszélyes világban élünk.

Bu tehlikeli bir dünya.

Mi dolgom a világban?

İnsanlığımın amacı ne?

E hatalmas, zűrzavaros világban

Ulusalcılara göre kaosa bürünmüş bu büyük dünyada,

Egy globalizált világban élünk.

Biz küreselleşen bir dünyada yaşıyoruz.

Azonban most ilyen világban élünk,

Ancak içinde yaşadığımızı dünya bu

Mi dolgom van a világban?

İnsanlığımın amacı neydi?

A világban történetekkel szoktunk eligazodni.

Hikâyeler dünyaya yön verdiğimiz araçlar.

Ebben a világban minden nő.

Çünkü bu dünyada her şey yetişir.

Még a fizikai világban élünk.

ve hâlâ fiziksel dünyada yaşıyoruz.

Amivel nyomot hagyunk a világban.

dünyaya izimizi bu şekilde bırakıyoruz.

A világban minden mindennel összefügg.

Dünyada her şey birbiriyle bağlantılıdır.

Te egy elképzelt világban élsz.

Hayal ülkesinde yaşıyorsun.

Én nem ilyen világban szeretnék élni.

Bu, içinde yaşamak istediğim bir dünya değil.

Tavaly a világban 12 háború volt;

Geçen yıl dünyada 12 süregelen savaş,

Exponenciális ütemben nő a fejlett világban,

gelişmiş dünyada görürken

Kiábrándítanak oktatási rendszer alapjai a világban.

Dünyanın eğitim standartları beni hayal kırıklığına uğratıyor.

Sok becstelen ember van a világban.

- Dünyada birçok dürüst olmayan insanlar vardır.
- Dünyada bir sürü sahtekâr insan vardır.

Valóban, az ókori világban létezett a rabszolgaság,

Antik dünyada da her türlü kölelik vardı elbette

Olyan világban, amit a kiterjesztett valóság alakít,

artırılmış gerçeklikle şekillenmiş bir dünya,

Másképp fogalmazva: nem láttam semmi újdonságot a világban,

Diğer bir deyişle, farklı şeyler görmedim,

"Az élet értelme nem a materiális világban van,

"Anlam, madde aleminde bulunan bir şey değildir;

Olyan világban elevickélni, ami túlságosan tág volt nekem.

ifade edemememi hatırladım.

átszabja gondoltainkat a világban elfoglalt helyünkről és meglátásainkat.

ve nerede olduğumuz ve ne gördüğümüze dair anlayışımızı da yeniden şekillendiriyor.

Aztán a projekt felbukkant az online világban is,

Proje çevrim içinde de ilgi çekti,

Kaméleonná válva próbáltam eligazodni az életemet alkotó két világban.

iki farklı dünyamda da yolumu bir bukalemuna dönüşerek bulurdum.

Olyan világban szeretnénk élni, ahol semmi sem tűnik el.

Öyle bir dünyada yaşamak istiyoruz ki, kaybedilen hiçbir şey olmasın.

A mai világban előnyt jelent, ha több nyelvet tudunk.

Birçok dil bilmek günümüz dünyasında avantajdır.

Még a 20. században is megszokott volt a nyugati világban.

Batı'da 20. yüzyıl kadar geç bir zamanda gerçekleştiriliyordu.

Annak felismerése, hogy ma valóságon túli világban élünk, arra vezetett,

Ve hakikat ötesi bir dünyada yaşadığımızı kabul etmemiz

Elegendő ennivaló van a világban; az emberek a politika miatt éheznek.

Dünyada yeterli yiyecek vardır; insanlar siyaset yüzünden açlık çekiyorlar.

A parányi hím elnyeri párját. Egy zajos világban néha jobban jár, aki csendben marad.

...minik erkek dişiyi kazanıyor. Gürültülü bir dünyada bazen sessiz kalmak iş görüyor.

Én pedig kívülállónak éreztem magam. Mélyen vágytam rá, hogy benne legyek ebben a világban.

Bense dışında olduğumu hissettim. Ve o dünyanın içinde olmak için derin bir özlem duydum.

Abban reménykedem, hogy a Google Térkép segítségével az emberek szerte a világban megismernek bennünket.

Google Haritalar aracılığıyla, dünyanın dört bir yanından insanların bizden haberdar olacağını umuyorum.

- Ebben a világban már e-mail-ek helyettesítik a leveleket?
- Manapság már e-maileket küldünk levél helyett?

E-postalar günümüzde mektupların yerini aldı mı?

Az úgynevezett első világban élők úgy tekintenek ránk, latin-amerikaiakra, mintha még a kereket sem találtuk volna fel.

Sözde birinci dünyadan insanlar biz Latinlere tekerleği henüz icat etmemiş gibi bakıyor.

- Tomi még csak 27, de már kiábrándult az emberekből és a világból.
- Tomi még csak huszonhét éves, de már sokszor csalódott az emberekben és a világban.

Tom sadece 27 yaşında ama şimdiden insanlardan ve bu dünyadan hayal kırıklığına uğradı.