Translation of "Ugye" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Ugye" in a sentence and their turkish translations:

Ugye?

Değil mi?

- Ugye ismered?
- Ugye tudod?
- Tudod, mi?

Biliyorsun, değil mi?

- Ismered őt, ugye?
- Ugye ismered őt?

Onu tanıyorsun, değil mi?

Nyomasztó, ugye?

Moral bozucu, değil mi?

Kimerültek, ugye?

Onlar bitkin, değil mi?

Tudod, ugye?

- Onu biliyorsun, değil mi?
- Onu biliyorsunuz, değil mi?

Viccelsz, ugye?

Şaka yapıyorsun, değil mi?

- Ugye tudsz valamit?
- Te tudsz valamit, ugye?
- Ön tud valamit, ugye?
- Ti tudtok valamit, ugye?
- Önök tudnak valamit, ugye?

Bir şey biliyorsun, değil mi?

- Átolvastad a könyvet, ugye?
- Átolvasta a könyvet, ugye?
- Átolvastátok a könyvet, ugye?
- Átolvasták a könyvet, ugye?

Kitabın tamamını okudun, değil mi?

- Ön ugye valódi pilóta?
- Ön ugye tanúsított pilóta?
- Ön ugye egy bizonyítvánnyal rendelkező pilóta?
- Ön ugye képzett pilóta?

Sen lisanslı bir pilotsun, değil mi?

- Tudod, ki vagyok, ugye?
- Tudja, ki vagyok, ugye?

Kim olduğumu biliyorsun, değil mi?

Sorolhatunk példákat, ugye?

Hepimizin aklına bazı örnekler geliyor değil mi?

Tudsz úszni, ugye?

Yüzebilirsin, değil mi?

Tudsz gépelni, ugye?

Daktilo ile yazabilirsin, değil mi?

Tom tette, ugye?

Onu Tom yaptı, değil mi?

Ugye, nincs feleséged?

Bir karın yok, değil mi?

Te zongorázol, ugye?

Piyano çalıyorsun, değil mi?

Van kocsid, ugye?

Senin bir araban var, değil mi?

Belezúgtál Tomba, ugye?

Tom'a aşıksın, değil mi?

Tom beképzelt, ugye?

Tom kendini beğenmiş, değil mi?

Tom épelméjű, ugye?

Tom aklı başında, değil mi?

Ugye vége van?

O şimdi bitti, değil mi?

Bob idejött, ugye?

Bob buraya geldi, değil mi?

Ez lehetséges, ugye?

Bu mümkün, değil mi?

Tom elmegy, ugye?

Tom gidiyor, değil mi?

Elfelejtettél engem, ugye?

Beni unuttun, değil mi?

Meggondoltad magad, ugye?

Sen düşünceni değiştirdin, değil mi?

Ugye milyen rémisztő?

Korkunç, değil mi?

Ugye ismersz engem?

- Beni tanıyorsun, değil mi?
- Beni tanıyorsunuz, değil mi?

Igazam van, ugye?

Haklıyım, değil mi?

Vallásos vagy, ugye?

Dindarsın, değil mi?

Jó csaj, ugye?

O güzel, değil mi?

Nem nyertek, ugye?

Kazanmadılar, değil mi?

Felismeri ezt, ugye?

Bunu tanıyorsun, değil mi?

Te voltál, ugye?

O sendin, değil mi?

Fogalmad sincs, ugye?

- Hiçbir düşüncen yok, değil mi?
- Hiç fikrin yok, değil mi?

Nincs kulcsod, ugye?

Bir anahtarın yok, değil mi?

Ó, észrevetted, ugye?

Oh, onu fark ettin, değil mi?

Ugye egyetértesz Tommal?

Tom'la aynı fikirdesin, değil mi?

Ugye ismered őket?

Sen onları tanıyorsun, değil mi?

Segíteni fogsz, ugye?

Yardım edeceksin, değil mi?

Direkt csináltad, ugye?

Onu bilerek yaptın, değil mi?

Ugye ismered Tomot?

Tom'u tanıyorsun, değil mi?

Tokióban élsz, ugye?

Sen Tokyo'da yaşıyorsun, değil mi?

Ugye, emlékszel rám?

Beni hatırlıyorsun, değil mi?

Tamás könyvelő, ugye?

Tom bir muhasebecidir, değil mi?

- Ugye még nem mostál kezet?
- Ugye még nem mosott kezet?
- Ugye még nem mostatok kezet?
- Ugye még nem mostak kezet?

Ellerini henüz yıkamadın, değil mi?

- Ugye nem beszélsz franciául?
- Ugye ön nem beszél franciául?

Fransızca konuşamazsın, değil mi?

- Nem itt laksz, ugye?
- Te ugye nem itt laksz?

Burada yaşamıyorsun, değil mi?

- Még mindig szingli vagy, ugye?
- Még mindig egyedülálló vagy, ugye?

Hâlâ bekarsın, değil mi?

Látják, milyen törékeny, ugye?

Kırılganlığı görüyorsunuz, değil mi?

Ez jó hír, ugye?

Harika haber! Değil mi?

Működik ez mindig, ugye?

Her seferinde işe yarıyor, değil mi?

Te tudsz vezetni, ugye?

Araba sürebilirsin, değil mi?

Ugye nem tudsz úszni?

- Yüzemezsin, değil mi?
- Yüzme bilmiyorsun, değil mi?

Ugye nem vagy kém?

Sen casus değilsin, değil mi?

Ő nincs otthon, ugye?

O evde değil, değil mi?

- Viccelsz, ugye?
- Hülyéskedsz, mi?

- Şaka yapıyorsun, değil mi?
- Dalga geçiyorsun, değil mi?

Új vagy itt, ugye?

Sen burada yenisin, değil mi?

Szerelmes vagy, ugye? Látom.

Sen aşıksın değil mi? Bunu görebiliyorum.

Nem kell menned, ugye?

Gitmek zorunda değilsin, değil mi?

Tom rendkívül félénk, ugye?

Tom son derece utangaç, değil mi?

Tom nagyon udvariatlan, ugye?

Tom oldukça kaba, değil mi?

Tom jó gitáros, ugye?

Tom iyi bir gitarist, değil mi?

Tom nincs itt, ugye?

Tom burada değil, değil mi?

- Hazudsz, ugye?
- Hazudsz, mi?

Yalan söylüyorsun, değil mi?

Tom barátja vagy, ugye?

Sen Tom'un arkadaşısın, değil mi?

Tanaka úr orvos, ugye?

Bay Tanaka bir doktor, değil mi?

Nem maradsz itt, ugye?

Burada kalmıyorsun, değil mi?

Nem fogsz elhagyni, ugye?

- Beni terk etmeyeceksin, değil mi?
- Beni terk etmeyeceksiniz, değil mi?

Arra nincs szükség, ugye?

Bu gerekli değil, değil mi?

Nem te voltál, ugye?

Sen değildin, değil mi?

Te nem jössz, ugye?

Gelmiyorsun, değil mi?

Nem fogjátok kinevetni, ugye?

- Sen ona gülmeyeceksin, değil mi?
- Ona gülmeyeceksin, değil mi?

Tom sokat kérdezett, ugye?

Tom çok soru sordu, değil mi?

Jó vagy franciából, ugye?

Fransızcada iyisin, değil mi?

Nem Tamás nyert, ugye?

Tom kazanmadı, değil mi?

Ugye tudod, hogy miért?

Sen nedenini biliyorsun, değil mi?

Ez nem probléma, ugye?

Sorun değil, değil mi?

- Ugye hiányzik?
- Hiányzik, mi?

Onu özlüyorsun, değil mi?

Elismered, hogy hazudtál, ugye?

- Yalan söylediğini itiraf ediyorsun, değil mi?
- Yalan söylediğinizi itiraf ediyorsunuz, değil mi?

Ez nem fontos, ugye?

Bu önemli değil, değil mi?

Ugye ismered a lőfegyvereket?

Sen silahları biliyorsun, değil mi?

- Elkéstél, ugye?
- Elkéstél, mi?

Geç kaldın, değil mi?

Majdnem kész vagy, ugye?

Neredeyse hazırsın, değil mi?

Tom jól szórakozik, ugye?

Tom eğleniyor, değil mi?

Tom nem akarja, ugye?

Tom bunu istemiyor değil mi?

Tom jó szakács, ugye?

Tom iyi bir aşçı, değil mi?

Tom most pihen, ugye?

Tom şimdi dinleniyor, değil mi?

Tom szörnyű szakács, ugye?

Tom berbat bir aşçı, değil mi?

Ugye Tom Ausztráliában élt?

Tom Avustralya'da yaşadı, değil mi?

- Látod, ugye?
- Látod, mi?

Görüyorsun, değil mi?

- Nem érted ezt a mondatot, ugye?
- Nem érti ezt a mondatot, ugye?
- Ezt a mondatot nem érted, ugye?

Bu cümleyi anlayamıyorsun, değil mi?

- Egy francia filmet akar megnézni, ugye?
- Egy francia filmet akarsz megtekinteni, ugye?

Bir Fransız filmi seyretmek istiyorsun, değil mi?

Mint egy Benetton-reklám, ugye,

Benetton reklamı gibi,

Te nem beszélsz angolul, ugye?

İngilizce konuşamazsın, değil mi?

Ugye nem akartok börtönbe vonulni?

- Hapishaneye gitmek istemezsiniz, değil mi?
- Hapishaneye gitmek istemezsin, değil mi?