Examples of using "Tizenöt" in a sentence and their turkish translations:
O sadece on beş yaşında.
- Sadece on beş dakika.
- Yalnızca on beş dakika.
15 yaşındayken
Üç kere beş on beş yapar.
Bugün on beş kilometre koşacağım!
Yetmiş beş beşle bölünürse on beştir.
Otobüs her on beş dakikada hareket eder.
Biletler yetişkinler için 30 dolar ve çocuklar için 15 dolar.
O sırada sadece on beş yaşındaydık.
Tom on beş dakika içerisinde burada olmalı.
Pekâlâ. Diğer on beş Almanca cümleyi tercüme edip, ondan sonra ayrılacağım.
Ben on beş yaşındayken beş dil konuşabiliyordum.
Öğle yemeğini yemesi için Tom'a sadece on beş dakika veriliyor.
Sonrasında 10, 15 dakika süren güzel bir zaman aralığı yakalıyorsun.
Bir buzkıran, buzda on beş metre genişliğinde bir kanal açabilir.
Tom on beş yıldan daha önce ilk eşinden boşandı.
VV: Bence herkes son 10-15 sene içindeki gelişimin farkındadır.
On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.