Examples of using "Pénzem" in a sentence and their turkish translations:
Param var.
Hiç param yok.
Benim az param var.
Benim biraz param var.
Yeterli param var.
Benim biraz param var.
Çok param yok.
Param nerede?
Hiç param yok.
Paramı boşa harcadım.
Paramı unuttum.
Daha fazla param yok.
Param bitti.
Yüklüyüm.
- Yeterince param yok.
- Yeterli param yok.
Param yok.
Bugün hiç param yok.
- Yanımda para yok.
- Üzerimde hiç param yok.
Ondan daha çok param var.
Şu anda çok param yok.
Param nerede?
Seyahat etmek için yeterince param yok.
Üzgünüm, benim hiç param yok.
Bana paramı geri ver.
Çok param yoktu.
Bu benim param.
Birisi paramı çaldı.
Kendim için yeni bir bisiklet almak için param yok.
Hiçbir zaman çok param olmadı.
Keşke çok param olsa.
Onun için ne zamanım nede param var.
Seyahatim için yeterli param yok.
Hiç param yok, ama hayallerim var.
Birisi tüm paramı çaldı.
Benim ne zamanım nede param var.
- O, paramı bana geri vermedi.
- O bana paramı geri vermedi.
Onu satın almak için yeterli param var.
Paramı saklamak zorunda kaldım.
Sadece bana paramı ver.
Hiç param yok ve hiç arkadaşım da yok.
Mesele şu ki şimdi pek param yok.
Bana yarın ödeme yapılır.
Tom'dan daha çok param var.
- Düşündüğün kadar çok paraya sahip değilim.
- Düşündüğün kadar çok param yok.
Bazen parayı tüketirim.
- Düşündüğün kadar çok paraya sahip değilim.
- Düşündüğün kadar çok param yok.
Kendime yeni bir bisiklet almak için param yok.
inanmak öğretilmişti.
Onu alamam çünkü hiç param yok.
Sorun, benim hiç paramın olmayışıdır.
Param yok ama bir hayalim var!
Düşündüğün kadar çok paraya sahip değilim.
Param olsaydı, dünyayı gezerdim.
Tom bana paramı geri vermedi.
Param olmadığı için oraya gelemiyorum.
Eğer param olsa, bir bilgisayar satın alırım.
Tasarruf hesabımda bir sürü param var.
Yeterince param olsaydı onu senin için satın alırdım.
Kendim için yeni bir bisiklet almak için param yok.
- Bol zamanım var, ama yeterli param yok.
- Bol bol zamanım var ama yeterli param yok.
- Düşündüğün kadar çok paraya sahip değilim.
- Düşündüğün kadar çok param yok.
Yeterli param olsa, kitabı alırım.
Bu ay az param var.
İstediklerimi satın almak için yeterli param yok.
Bu sözlüğü almak için param yok.
Çantanı çaldım çünkü param kalmamıştı.
- Onların paramı bana geri vermelerini istiyorum.
- Onlardan paramı bana geri vermelerini istiyorum.
Sana ödemeyi göze alamam.
Gerekli param olduğunda Paris'e gideceğim.
Keşke bütün paramı harcamasaydım.
Az param var ama ben seninle mutluyum.
Üzerimde bulunan tüm parayı dilenciye verdim.
Eğer yeterince param olsaydı, o arabayı alırdım.
- Yeterli param olmuş olsaydı çantayı alırdım.
- Yeterli param olsaydı çantayı alırdım.
Yeterli param olsaydı kalemi alırdım.
Bir sürü param ve onu kullanacak yeterli zamanım var.
Hiç param yok.
Bana kendi paramı nasıl harcayacağımı söyleme.
Bu şu anda sahip olduğum tüm para.
Seyahat etmeye yeterli para kazanmakm için bir yıl çalışmam gerekiyor.
Hey, hiç param olmayabilir ama benim hâlâ bir gururum var.
Fakat hiç param yok.
Bana paramı ver.
Almamı istediğin her şeyi almak için yeterli param yoktu.
Tom sadece benim paramı istiyor.
Seninle gitmek istiyorum ama beş parasızım.
Hayır, bu asla olmazdı. Hayır. Asla o kadar param olmazdı, çoktan harcamış olurdum.