Examples of using "Ház" in a sentence and their turkish translations:
Ne güzel bir ev!
Ev çöktü.
Ev tuğladan yapılmış.
Ev kiraya uygun.
- Bu geniş bir evdir.
- Bu büyük bir ev.
Bu ev beş yüz yaşında.
Ev büyüktü.
Ev yanıyor.
On ev yanıp kül oldu.
Ev yanıyor!
Ev boş.
Ev yanıyordu.
Bu evin kırmızı bir çatısı var.
- Ev yıkıldı.
- Ev göçtü.
Bu ev ateşe dayanıklı.
Ev soğuk.
Ev yandı.
Ev büyüktür.
Bu ev terk edilmiş.
- O ev bana ait.
- O ev benim.
Ev alevler içindeydi.
Evin çatısı kırmızı.
Ev yandı.
Şu ev satılıktır.
Bu ev tüyler ürpertici.
Ev terk edilmişti.
O yürüyerek evin yanından geçti.
Bu büyük bir evdir.
Tüm evlerin yaşanabilir olması gerekiyor.
O ev büyük.
Hangi ev sizindir?
O ev güzel görünüyor.
O ev ona aittir.
Aileme ait olan evde yaşıyorum.
ve evsiz ve gelirsiz kaldı.
O yüzden anlatmak kolay değil... SENATO
Eski ev yanarak kül haline geldi.
Ev beyaz boyalıdır.
Ev ucuz gitti.
Bu ev çok küçük.
Ev o zamandan beri kapalı kaldı.
Tom evin önünde bekledi.
Bu ev satılık değil.
- O ev çok küçüktür.
- O ev çok dar.
Tamamen kendime ait bir evim var.
Bu evin sahibi sen değil misin?
Ev soğuk.
Bu onun yaşadığı ev.
Tepenin üstünde duran ev çok eski.
Bu ufak ev;
Evin önünde bir bahçe vardır.
Bahçe evin arkasında.
Evin tüm kapıları kapandı.
- Bahçe, evin önündedir.
- Bahçe evin önünde.
Ev bir milyon dolara satıldı.
Yapacak bazı ev işlerim var.
Bu ev örümcek ağlarıyla dolu.
Ev tepenin üstünde.
Kasabadaki en iyi ev bu.
Bu benim büyüdüğüm evdir.
Ev taze boya katıyla harika görünüyordu.
Ev satıldı.
Evin arkasında büyük bir bahçe vardı.
Mahallede birçok terk edilmiş ev var.
- Ev soğuk.
- Evin içi soğuk.
Burası onun yaşadığı ev.
Bu ev terk edilmi. Bütün pencereler tahta çakarak kapatılmış.
Ev karın ağırlığı altında çöktü.
Evin arkasında bir kır çiçeği çayırı var.
Sokaktaki bütün evler aynı görünüyor.
Bu evin sahibi kimdir?
Yangın on evi yakıp kül etti.
Bu mavi kalp içinde ayağa kalkabileceğin bir ev.
Evin sallandığını hissettiğim için arka bahçeye koştum.
Arka bahçedeki korkuluk kasırga sırasında devrildi.
Hangi ev onun?
Bu ev küçük ama bizim için yeterince büyük.
Sana evin anahtarını veriyorum ama onu kaybetme.
Bu, diğerinden daha iyi bir ev.
Bu, amcamın yaşadığı evdir.
Bir anne, evinin avlusunda
- Bu, benim doğduğum evdir.
- Burası benim doğduğum ev.
Bu ev ve bu arazi benimdir!
Bu evin yeşil bir çatısı var.
Bu, ünlü romancının doğduğu evdir.
- Evi temizlerken harcamam gerekenden daha fazla zaman harcamak istemiyorum.
- Evi temizlemek için ihtiyacım olandan daha fazla zaman harcamak istemiyorum.
Bu ev on yaşında ama oradaki ev çok yeni.
Ev iyi görünüyordu, üstelik fiyat en uygundu.
Evin etrafında yapılması gereken bazı işler her zaman vardır.
Bu evin on bir odası vardır.
Depremden sonra, neredeyse hiçbir ev ayakta kalmadı.
O evi satın almamaya karar verdik.
-Bunlar yan yana iki ev mi? -Evet, iki tane. İki katlılar. Üst kat prefabrike.
Kasabadaki tüm evler boştu.
Şehir merkezinde birçok yüksek binalar var.
Bu onların satın aldığı evdir.