Examples of using "Lehetetlen" in a sentence and their turkish translations:
- O, imkansızdır.
- Olmaz.
İmkansız !
Fiziksel olarak imkânsız.
Tom olanaksız.
İmkansız!
O kesinlikle mümkün değil.
Bunu düzeltmek imkansız.
Kesinlikle imkansız.
Bunu kelimelerle anlatmak olanaksız.
Aralarında ilişki kurmak olanaksız.
bir şey olduğu hissine kapılabiliriz.
Hiçbir şey imkansız değildir.
Bu hiç imkansız değil.
Neredeyse imkansız.
O kesinlikle mümkün değil.
Bu mümkün değil.
Neredeyse imkansız.
O sadece imkansız.
Bu benim için imkansız.
Üzgünüm, ama bu imkansız.
bence biz imkansız şeyler yapabiliriz.
yani bir şeyi araştırmak imkânsız.
Havasız yaşamak imkansızdır.
Bu çatışmayı çözmek imkansız.
Onun yazısını okumak imkansızdır.
- O muhtemelen çalışamaz.
- Çalışma ihtimali yok.
- Çalışması imkânsız.
Bunun imkansız olduğunu biliyorsun.
Zor ama imkansız değil.
O kadar çok gürültü altında çalışmak olanaksız!
Geleceği tahmin etmek imkansız.
Zor olabilir, ancak imkansız olmayacaktır.
ya da para olmazsa imkânsız olan hayaller,
imkansız denemelere katlanmış
Bu imkansız.
Onun kendini öldürmüş olması imkansız.
Onun nereye gittiğini bilmek imkansız.
Bunu söylemiş olması imkansız.
Onun sorularını anlamak imkânsızdı.
Eğer inanırsan hiçbir şey imkânsız değildir.
Niçin beni bu uygunsuz saatte aradın?
Bir ay içinde İngilizce öğrenmek imkansızdır.
Mümkün değil mi?
Bu zor olabilir ama imkansız değil.
Benim için olanaksız.
Roma'da bütün görülecek yerleri bir günde görmek imkansızdır.
Kabul edelim ki, bu imkansız. Biz onu asla yapmayacağız.
Onu bir saat içinde bitirmesi onun için imkansız.
Her şey yapılana kadar teorik olarak imkansızdır.
ve yine de, hala bunun düz olduğunu söylemek imkansız.
Ayda bir milyon yen kazanmak kesinlikle olanaksızdır.
Güneş olmadan hayat imkansız olurdu.
Aslında bunun imkansız olabileceğini düşündüm.
ister kabul et, ister etme gibi imkânsız bir duruma sokulursunuz.
Başka birinin ne düşündüğünü söylemek neredeyse imkansızdır.
Bu işi bir günde bitirmem imkansız.
Gerçekten etkileyici sonuçlar yaratmak için imkansız şeyler yapmamızın
Bu sebeple, "asla, imkânsız" sözlerini ortadan kaldırmaya karar verdim.
Bu olacak şey değil ama onun gibi yaşar, kim beni soyacak diye dertlenirdim.
Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
Bir köpeğin dışında, bir kitap insanın en iyi arkadaşıdır. Bir köpeğin içinde, okumak için çok karanlıktır.