Examples of using "Játszottam" in a sentence and their turkish translations:
Oyun oynuyordum.
- Uyum içinde davrandım.
- Ben uyumlu davrandım.
- Oynamaya devam ettim.
- Çalmaya devam ettim.
Dün Tony ile oynadım.
Ben iyi oynamadım.
Bunlarla oynadığımı hatırlıyorum.
Ben küçük bir kızken oyuncak bebeklerle oynardım.
Amerikan kolonizasyonu hakkında bir oyun oynadım.
Daha önce bu oyunu oynamadım.
ve üniversitede futbol oynamak için bir burs aldım.
Gençken sık sık beyzbol oynadım.
On yaşındayken çöplükte oynuyordum
O oyunu daha önce hiç oynamadım.
Anaokulunda mıknatıslarla oynadığımı hatırlıyorum.
benden iki yaş büyük bir arkadaşımla dışarıda oyun oynuyordum,
Bütün günü çocuklarımla oynayarak geçirdim.
Çöpteyken bir ses işittim,
Dört yıl sonra, Çirkin Betty'yi oynamaya başlayınca,
Oturma odasında video oyunları oynarken, annem bana onunla alışverişe gidip gitmeyeceğimi sordu.
Eskiden video oyunları oynardım ama artık zamanımla daha faydalı şeyler yapmayı tercih ediyorum. İnternet yorumlarını okumak gibi.
Ben masumu oynadım.