Translation of "Időm" in Turkish

0.081 sec.

Examples of using "Időm" in a sentence and their turkish translations:

- Van időm.
- Nekem van időm.

Zamanım var.

- Van időm.
- Nekem van időm.
- Én ráérek.
- Időm az van.

Zamanım var.

Nincs időm.

Zamanım yok.

- Erre nincs időm.
- Nincs időm erre.
- Nincsen időm erre.
- Erre nekem nincs időm.
- Ilyenre nekem nincs időm.
- Nem érek rá erre.

- Buna vaktim yok.
- Bunun için zamanım yok.

- Csomó időm van.
- Jó sok időm van.
- Időm, mint a tenger.
- Időmilliomos vagyok.

Benim bol zamanım var.

- Nincs időm.
- Nincs semmi időm.
- Nem érek rá.

- Zamanım yok.
- Benim zamanım yok.

Nincs időm pletykálni.

- Dedikoduyla meşgul olacak zamanım yok.
- Dedikodu ile meşgul olacak zamanım yok.

Nincs időm játékokra.

Oyun için vaktim yok.

Nincs sok időm.

Çok vaktim yok.

Nincs időm aludni.

Uyumak için vaktim yok.

Nincs időm olvasni.

Benim okumak için zamanım yok.

Most nincs időm.

Şimdi zamanım yok.

Lejárt az időm?

- Zamanım doldu mu?
- Sürem bitti mi?

Nem volt időm.

Zamanım yoktu.

Elfogyott az időm.

Zamanım tükeniyor.

Nincs időm tanulni.

Öğrenmek için vaktim yok.

Mennyi időm van?

Ne kadar zamanım var?

- Ha lesz időm, megcsinálom.
- Ha lesz időm, majd megcsinálom.
- Ha lesz időm, akkor majd megcsinálom.
- Ha lesz időm, megcsinálom majd.

Zamanım olursa onu yaparım.

- Nincs időm részletekbe menően elmagyarázni.
- Nincs időm részletesen elmagyarázni.

Bunu ayrıntılı olarak açıklayacak zamanım yok.

Épp most nincsen időm.

Şu anda vaktim yok.

Most nincs időm elmagyarázni.

Şimdi açıklayacak zamanım yok.

Tényleg nincs időm erre.

Bunun için gerçekten vaktim yok.

Még mindig van időm.

Hâlâ zamanım var.

Nincs túl sok időm.

Çok zamanım yok.

Nem sok időm volt.

Çok zamanım yoktu.

Nem volt rá időm.

- Onun için zamanım olmadı.
- Ona zamanım olmadı.

Bárcsak lenne időm megcsinálni!

Keşke bunu yapacak zamanım olsa.

Most nincs időm beszélgetni.

Şimdi konuşacak zamanım yok.

Most erre nincs időm.

Şimdi onun için zamanım yok.

Holnap reggel lesz időm.

Yarın sabah zamanım var.

Rád mindig van időm.

Ben asla senin için fazla meşgul değilim.

Most nincs időm megcsinálni.

Şimdi onu yapmak için zamanım yok.

Most nincs sok időm.

Benim şimdi çok vaktim yok.

- Nincs időm olvasni.
- Nem érek rá olvasni.
- Nincs időm az olvasásra.

- Okuyacak zamanım yok.
- Okuyacak vaktim yok.

- Írok neked, ha lesz időm.
- Majd írok neked, amikor időm engedi.

Zamanım olursa sana yazarım.

- Még sok időm van a szórakozásra.
- Bőven van még időm szórakozni.

Eğlence için hâlâ çok zamanım var.

- Se időm, se pénzem nincs erre.
- Sem időm, sem pénzem nincs arra.

Onun için ne zamanım nede param var.

- Van elég időm.
- Van elegendő időm.
- Elegendő mennyiségű idő áll rendelkezésemre.
- Ráérek.

Yeterli vaktim var.

Nincs időm, hogy könyveket olvassak.

- Kitap okumak için zamanım yok.
- Benim kitap okumak için zamanım yok.

Időm sincs, meg pénzem se.

Benim ne zamanım nede param var.

Ma nincs elég időm ebédelni.

- Öğle yemeği yemek için bugün vaktim yok.
- Bugün öğle yemeği yemek için yeterli vaktim yok.

- Sok időm van.
- Bőven ráérek.

Çok zamanım var.

Csak egy kávéra van időm.

Benim sadece kahve için zamanım var.

Moziba mennék, ha lenne időm.

Zamanım olsa sinemaya giderim.

Nem tudom, van-e időm.

Vaktim olup olmadığını bilmiyorum.

Erre nekem most nincs időm.

Şimdi bunun için zamanım yok.

Mennyi időm van még hátra?

Ne kadar zamanım kaldı?

Most éppen nincs önre időm.

Şimdi senin için hiç zamanım yok.

Ha lenne időm, moziba mennék.

Zamanım olsa sinemaya giderim.

Veled akarom tölteni az időm.

Seninle zaman geçirmek istiyorum.

- Most van időm, hogy írjak. És neked?
- Van most időm írni. És neked?

Şimdi yazabilirim zamanım var. Ya senin?

Nincs időm megcsinálni a házi feladatomat.

Ev ödevimi yapacak zamanım yok.

Kevés időm volt a beszéd előkészítésére.

Konuşmaya hazırlanmak için çok az zamanım vardı.

Ha lenne időm, elfogadnám a meghívását.

Ben boş olsam, onun davetini kabul ederim.

Ha több időm lenne, megtanulnék táncolni.

Daha fazla zamanım olsa, nasıl dans edileceğini öğrenirim.

Szeretnék tanulni németül, de nincs időm.

Almanca eğitimi almak istiyorum ama zamanım yok.

Túlságosan elfoglalt vagyok, nincs időm szórakozni.

Eğlenmek için zaman ayıramayacak kadar çok meşgulüm.

Nem tudom, hogy lesz-e időm.

Zamanım olup olmadığını bilmiyorum.

Nincs sok időm. Tudnál gondoskodni róla?

Fazla zamanım yok. Onunla ilgilenebilir misin?

Ide mennék, ha lenne rá időm.

Zamanım olursa gideceğim yer budur.

Nincs időm elolvasni ezt a könyvet.

- Bu kitabı okuyacak vaktim yok.
- Bu kitabı okumak için vaktim yok.

Nincs több időm, siess egy kicsit!

Hiç vaktim kalmadı; biraz acele et!

Amikor van rá időm, étteremben eszek.

Zamanım olduğunda, restorana giderim.

- Bár időm az sok van, de nincs elég pénzem.
- Bőven van időm, de pénzem nincs elég.

- Bol zamanım var, ama yeterli param yok.
- Bol bol zamanım var ama yeterli param yok.

Nincs időm ennek a könyvnek az elolvasására.

Bu kitabı okumak için zamanım yok.

Most tényleg nincs időm bemenni a belvárosba.

Gerçekten kent merkezine gitmek için vaktim yok.

- Megyek, ha ráérek.
- Elmegyek, ha lesz időm.

Zamanım olursa gelirim.

- Most én jövök.
- Eljött az én időm.

Şimdi benim sıram.

Nekem nincs időm arra, hogy beteg legyek.

Hasta olmaya vaktim yok.

Szeretnék megtanulni franciául, de nincs rá időm.

Fransızca çalışmak istiyorum ama zamanım yok.

Szinte semmi időm nem marad az angolra.

İngilizce çalışmak için neredeyse hiç vaktim yok.

Nem tudom, hogy lesz-e időm megcsinálni.

Onu yapmak için zamanım olup olmayacağını bilmiyorum.

Bárcsak lenne időm, hogy maradhassak és beszélhessek veled!

Keşke seninle kalmak ve konuşmak için zamanım olsa.

Annyi a dolgom, hogy semmi időm nem marad.

O kadar meşgulüm ki ayıracak zamanım yok.

Sajnálom, de sietnem kell. Nincs időm részletesen megmagyarázni.

Üzgünüm, ama acele etmek zorundayım. Bunu detaylı açıklamak için vaktim yok.

Az a probléma, hogy erre nekem nincs időm.

Sorun şu ki bunun için zamanım yok.

- Jobban is meg tudtam volna csinálni, ha több időm lett volna.
- Ha több időm lett volna, jobban meg tudtam volna csinálni.
- Jobban meg tudtam volna csinálni, ha több időm lett volna.

Daha fazla zamanım olsaydı daha iyi yapabilirdim.

Sok pénzem van, és van elég időm is élvezni.

Bir sürü param ve onu kullanacak yeterli zamanım var.

Szívesen veled mentem volna, de nem volt rá időm.

Seninle gelmek isterdim ama vaktim yoktu.

Ha több időm lett volna, rövidebb levelet írtam volna.

Daha fazla zamanım olsaydı daha kısa bir mektup yazardım.

Ha elég időm lenne, minden évben elmennék New Yorkba.

Yeterli zamanım olsa her yıl New York City'ye giderim.

- Temérdek idő áll rendelkezésemre ehhez.
- Van egy csomó időm erre.

Onu yapmak için çok zamanım var.

Mivel nincsenek gyerekeim, több időm van önkéntes segítő munkára, mint a gyerekeseknek.

Hiç çocuğum olmadığından, gönüllü iş yapmak için ebeveynlerin harcadığından daha çok harcayacak zamanım var.