Examples of using "Hozott" in a sentence and their turkish translations:
- Hoş geldin!
- Hoş geldiniz!
Bu herkesi heyecanlandırdı
O bir emsal teşkil etti.
Tom ne getirdi?
Seni Boston'a getiren nedir?
Tom çiçekler getirdi.
Tom serinletici içecekler getirdi.
bir kadın,
O, bayana bir bardak su getirdi.
Evimize hoş geldin, küçük erkek kardeşim!
Tom doğru kararı verdi.
Ülkemize hoş geldiniz!
Gruba hoş geldiniz.
- Vahşi Batı'ya hoş geldiniz.
- Vahşi Batı'ya hoş geldin.
Tom Mary'ye birkaç çiçek getirdi.
Seni buraya ne getirdi?
O çitin üzerine oturuyor.
- Hoş geldiniz!
- Hoş geldiniz.
Neden bu gece buraya geldiniz?
Tom Mary'ye bir kahve getirdi.
Aileye hoş geldin, Mina!
Yeni yuvana hoş geldin!
Hoş geldin!
- Hoş geldin!
- Hoş geldiniz!
O, bana bir fincan çay getirdi.
Tabii bu durumu daha iyi hâle getirmiyor.
Tom Mary'ye bir bardak su getirdi.
Japon hükümeti önemli bir karar verdi.
Keşke Tom bir el feneri getirseydi.
Evimize hoş geldiniz.
- Gruba hoş geldiniz.
- Takıma hoş geldin.
- Takıma hoş geldiniz.
Çocuklar, babanın sırtında ve o her birinize bir hediye getirdi.
Gruba hoş geldin.
Bilimdeki ilerleme hayatımızda büyük bir değişiklik yarattı.
Japonya'ya hoş geldiniz.
İçinde çok değerli eşyaların bulunduğu bir sandık getirdi.
Shakespear, İngiltere'nin şimdiye kadar ürettiği en büyük şairdir.
Yer çekimi devreye girdi ve fazladan maddeyle başlamış bölgelere
O, ikiz doğurdu.
Garsonun masaya getirdiği tavuk hâlâ çiğdi.