Examples of using "Elnézést" in a sentence and their turkish translations:
Affedersiniz.
Geç kaldığım için üzgünüm.
Affedersiniz ama yardıma ihtiyacınız var mı?
Onun için üzgünüm.
Affedersiniz fakat bir,şey sorabilir miyim?
Aptalca soru için üzgünüm.
Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm.
- Geç kaldığım için üzgünüm.
- Geç kaldığım için özür dilerim.
Bunun için özür dilerim.
Zaten özür diledim.
Üzgünüm, yanlış numara.
Şimdiden özür diliyoruz.
Affedersin!
Dün hakkında üzgünüm.
Gerçekten özür diliyorum.
- Seni kırdıysam özür dilerim.
- Seni üzdüysem özür dilerim.
- Seni incittiysem özür dilerim.
Üzgünüm, çok endişeliydim.
Sözünüzü kestiğim için üzgünüm.
Karışıklık için üzgünüm.
Affedersiniz, benim yerimde oturuyorsunuz.
Eğer bir hata yaptıysam, affedersin.
"Affedersiniz." der geçerdi.
WPR: Çok özür dilerim.
Rahatsız edici görüntü için özür diliyorum.
Rahatsızlık için bizi affet.
- Üzgünüm, toplantıya geç kaldım.
- Toplantıya geç kaldığım için üzgünüm.
Tamam. Özür dilerim.
Affedersiniz, ama telefonunuzu kullanabilir miyim?
Üzgünüm, yanlış numara çevirdim.
Affedersiniz, içeri girebilir miyim?
Onun için özür dilerim.
- Rahatsızlık verdiğimiz için özür dileriz.
- Rahatsızlık için özür dileriz.
- Sıkıntı için özür dileriz.
- Zahmet için özür dileriz.
- Özür dileriz.
- Özür diliyoruz.
Özür diledim.
Böyle bir sıkıntı olduğum için üzgünüm.
Rahatsızlık için üzgünüm.
Affedersiniz, burada mı çalışıyorsunuz?
Affedersiniz, biraz daha ekmek alabilir miyiz?
Affedersiniz, ne dediniz?
Affedersiniz. Saat kaç?
- Böyle giyindiğim için üzgünüm.
- Bu şekilde giyindiğim için üzgünüm.
Affedersiniz, bunu tekrarlayabilir misiniz?
Onlar rahatsızlık için özür diledi.
Daha sonra özür dileyeceğim.
Affedersiniz, bunun maliyeti nedir?
Affedersiniz, bunların maliyeti nedir?
O, onu gücendirdiği için özür diledi.
Affedersiniz, saat kaç?
Üzgünüm, bıçağımı düşürdüm.
- Affedersiniz, burası dolu mu?
- Affedersiniz, bu sandalye dolu mu?
Geç cevap için özür dilerim.
Üzgünüm bayım. Erken kapanıyoruz.
Affedersiniz, Tom bugün burada mı?
- Özür dilerim.
- Üzgünüm.
Geç kaldığım için özür dilerim. Fazla uyudum.
Biz onun hatası için gerçekten özür dileriz.
Geç kaldığın için Tom'a özür dilemelisin.
Özür dilerim, adınızı duyamadım.
Sana çabucak cevap vermediğim için üzgünüm.
Üzgünüm fakat sanırım sen hatalısın.
Özür dilerim. O benim hatamdı.
Tom özür diledi.
Affedersiniz, ama pencereyi açabilir miyim?
Affedersiniz, bu koltuk boş mu?
Ne için özür diliyorsun?
Affedersiniz, sesinizi biraz düşürebilir misiniz?
"Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?" "Evet. Biraz"
Oğlum adına özür dilemek istiyorum.
Ben içtenlikle özür diliyorum.
Affedersiniz, gülmekten kendimi alamadım.
Affedersiniz fakat ben bunu ısmarlamadım.
Üzgünüm. Trafik ağırdı.
Affedersiniz, bu kazak ne kadar?
Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
Hatam hakkında üzgünüm.
Geç kaldığım için özür dilerim.
Tom erken gelmediği için özür diledi.
Affedersiniz. Onun benim koltuğum olduğuna inanıyorum.
Affedersiniz, Xinqiao Restoranı buraya uzak mı?
Üzgünüm, ben bir hata yaptım.
Affedersiniz.
Affedersiniz, ama bunun benim koltuğum olduğuna inanıyorum.
Anlamadım, Lütfen tekrarlar mısınız?
Affedersiniz, bana bu cümlenin anlamını açıklayabilir misiniz?
Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama arabam bozuk, yardım edebilir misiniz?
Affedersiniz, ama kütüphane nerede?
Sözünü kestiğim için özür dilerim.
"Özür dilerim ama hesaplamaların doğru olduğunu düşünmüyorum." der.
Üzgünüm ama bana sonraki köyün yolunu gösterebilir misiniz?
Pardon az önce ne dedin?
Affedersiniz fakat telefonunuzu kullanabilir miyim?
Sözünü kestiğim için özür dilerim.