Examples of using "Dolgozni" in a sentence and their turkish translations:
Çalışmaya başlayalım.
- Ben çalışacağım.
- Çalışacağım.
Çalışmaktan nefret ederim.
- Çalışmaya çalışıyoruz.
- İş yapmaya çabalıyoruz.
İşe geri dönebilir miyim?
Ben işe dönüyorum.
Ben işe gidiyorum.
- Ben çalışmayı seviyorum.
- Çalışmayı seviyorum.
İşe git.
Biz çalışmak istiyoruz.
Biz çalışacağız.
Ben çalışmak istiyorum.
Normalde günde kaç saat çalışıyorsun?
Dolayısıyla çalışmaya başladık.
İşe geri dönün.
O, hastanede çalışmak istiyor.
Çalışmak istemiyorum.
Tom işe geri döndü.
İşe arabayla giderim.
Burada çalışmaktan zevk alıyorum.
Ben şimdi işe geri dönüyorum.
Boston'da çalışmak istiyorum.
- Seninle çalışacağım.
- Sizinle çalışacağım.
Boston'da çalışmayı seviyorum.
- Ne zaman işe başlıyorsun?
- Ne zaman işe başlıyorsunuz?
Ben işe yürüyerek giderim.
"Çalışmak istiyor musun?" "Hayır."
Burada çalışmak harika.
Sıkı çalışacağım.
Herkesle çalışabilirim.
Tom çalışacak.
Çok çalışacağız.
Arabayla işe gittim.
Bazılarımız çalışmak zorunda.
Nerede çalışmak istersin?
Nerede çalışmak istersin?
Birlikte çalışmaya çalış.
Onunla birlikte çalışacağım.
İşe gitmek zorundayım.
Çalışmayı sevmiyorum.
Ben orada çalışmak istiyorum.
İşe bisikletle giderim.
- 10:00'a kadar çalışmayı planlıyor musun?
- Saat ona kadar çalışmayı planlıyor musun?
O otobüsle mi işe gider?
Burada çalışacağım.
Bir hastanede çalışmak istiyorum.
Nerede çalışıyor olacaksın?
Ben orada çalışmak istemedim.
Bu şartlar altında çalışmak imkansız.
O yüzden işinize giderken
Uruguaylılar için çalışmalısınız,
Çünkü o, dar gelirli insanlarla çalışmayı seviyor.
- Onun çalışmasına gerek yok.
- Çalışmaya ihtiyacı yok.
O, araba ile işe gider.
Bir temmuzda çalışmaya başlayacağım.
O işe trenle gidiyor.
O, işe taksiyle gider.
Ben işe geri dönmeliyim.
Birlikte iyi çalışırız.
Bugün işe gidemem.
Tom onun üzerinde çalışacak.
İşe sık sık arabayla mı gidersin?
Tom bir hastanede çalışmak istiyor.
İşe dönmeliyim.
Tom işe trenle gider.
Kimse çalışmak istemez.
Hafta sonlarında çalışmayı sevmiyorum.
Sadece çalışmaya başla.
Tom çok çalışacak.
- Tek başıma çalışmayı tercih ederim.
- Yalnız çalışmayı tercih ederim.
Benimle çalışmayı sevmiyormusun?
Tom burada çalışmaktan hoşlanıyordu.
Seninle birlikte çalışmaktan zevk alıyordum.
O, hastanede çalışmak istiyor.
Tom zaten işe gitti.
Belki de birlikte çalışıyor olacağız.
İşe nadiren yürüyerek giderim.
Tom'la çalışmak istemezdim.
İşe gidiyorum.
Yalnız çalışmak hiç eğlenceli değil.
Neden burada çalışmayı seviyorsun?
Boston'da çalışmak istemiyorum.
Bugün işe gitmedim.
Dışarıda çalışmayı sevmiyorum.
bir daha asla işe gitmeyecek.
İşe her gün trenle giderim.
Şimdi işe gitmeliyim.
Geç saatlere kadar çalışabilirim.