Examples of using "Búcsút" in a sentence and their turkish translations:
El sallayıp veda ettim.
Tom Mary'ye arkasından el salladı.
Hoşçakal dedim.
Veda bizim için zordu.
O, memleketine veda etmek zorunda kaldı.
Hoşça kal de.
Birçok arkadaş bana veda etmeye geldi.
Veda etme zamanı geldi.