Examples of using "Amiket" in a sentence and their turkish translations:
baktığınız şeylerde yani.
kayalardan -- "lito"
tedavisi aşırı zor şeyler.
Aldığım biletler iade yapılamaz.
Söylememeyi istediğim bazı şeyler söyledim.
söylediğim gülünç şeyleri not almaya başladım.
Sanırım bunun nedeni sorduğum sorular.
...ve karşılaştığımız zorlukların üstesinden geldik.
herkesin başlangıç olarak yapabileceği şeyler var.
Söylenen şeyleri nasıl göz ardı edebildin?
Bana hediye olarak verdikleri kitaplar harika.
belli gruplara karşı duyduğumuz nefret
Okumak için hiç kitabım yok.
Kimsenin görmemesi gereken şeyleri gördüm.
Zor kelimelerin listesini düzenledim, burada.
Satın almak istediğim şeylerin bir listesini yaptım.
Siyasi örgütümüzde hep birlikte tartıştığımız fikirleri
Bunlar rasyonel olamayacağımız zaman vereceğimiz imtiyazlar değil,
Devletin artık ihtiyaç duymayıp satmayı planladığı taşıtları tamir ettik.
Telaffuz edemediğin kelimeleri işaretle.
Hatırlamakta zorlandığım kelimelerin listesi burada.
Tom bazen gerçekten inanmadığı şeyler söylüyor.
Tom'un garajı hiç kullanmadığı şeylerle doludur.
Faydalanmadığım hizmetler için para ödemek felsefemde yoktur.
ve çözümler de sırası geldiğinde çözümlenecek yeni sorunlar doğurur.
Onlar tartışmamız gereken konular.
Mary Tom'un pişirdiği sincap şekilli kurabiyeleri gördüğünde heyecandan deliye döndü.
Mary Tom'un onun için pişirdiği güzel sincap şekilli kurabiyeleri yemek için kendini ikna edemedi.
Tom ormanda bulduğu mantarları yemeseydi şimdi hayatta olurdu.
Tom'un yolculuğu sırasında yanına alacağı şeylerin listesinde ilk nesne cep telefonu şarjıydı.
Mary Facebook'ta davet edilmediği bir partide arkadaşlarının fotoğraflarını gördüğünde morali bozuktu.
Kitapları ödünç verme; hiç kimse onları geri vermez. Kütüphanemde hala kalan kitaplar diğer insanlardan ödünç aldıklarımdır.
Anlayamadığın kelimeleri işaretle!
Onun söylediğini görmezden gelmelisin.