Examples of using "óceánba" in a sentence and their turkish translations:
Küresel okyanusa ulaşmanın bir yolunu bulabilir?
Paraşütçü okyanusa düştü ve boğuldu.
Bunu yapabilmemin tek yolu, okyanusta olmaktı.
suyun akacağı güzergahta,
Grönland'tan su ve buzu okyanusa taşıyor.
Okyanusa kireç koyma fikrini biraz açabilir misin?
Eylül ayında Drake ve adamları Pasifik'e ulaşan ilk İngilizler oldular...