Translation of "Arról" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Arról" in a sentence and their turkish translations:

Arról gondolkodtam.

Düşündüğüm şey buydu.

Arról beszélek.

- Ondan bahsediyorum.
- Onun hakkında konuşuyorum.

- Mi arról mindent tudunk.
- Mindent tudunk arról.

Biz onun hakkında her şeyi biliyoruz.

- Már nem arról beszélünk.
- Többet nem beszélünk arról.

Bunu daha da fazla konuşmuyoruz.

Sosem beszélt arról.

O bu konuda hiç konuşmadı.

Arról mindenki tud.

Herkes onu bilir.

Remélem, meggyőztem önöket arról,

Umarım sizi şuna ikna etmişimdir;

Arról éppen Tom gondoskodik.

Tom onunla ilgileniyor.

Tom arról gondoskodni fog.

Tom onunla ilgilenecek.

- Tudsz arról?
- Tudsz róla?

Onun hakkında biliyor musunuz?

A hang arról jött.

Ses oradan geliyor.

Ez nem arról szól.

Bu onunla ilgili değil.

Most ne beszéljünk arról!

Şu anda onun hakkında konuşmayalım.

Tamás mondott valamit arról.

Tom bunun hakkında bir şey söyledi.

Vagy arról, hogy megkérdezzük magunktól,

kendine bir kadeh şaraba daha ihtiyacı olup olmadığını soran

Arról álmodoztam, hogy színésznő leszek.

Benim hayalim aktris olmaktı.

Arról beszéltem, mi lesz később,

Size, ilerleyen süreçte ne olduğundan bahsettim

Sohasem hallottam arról a városról.

O şehri asla duymadım.

Arról álmodozik, hogy űrhajós lesz.

Bir astronot olmayı hayal ediyor.

Semmit sem tudok arról mondani.

Onun hakkında bir şey söyleyemem.

Volt egy arról készített kulcsmásolata.

Ondan yapılmış bir yedek anahtarı vardı.

Tudnom kellett arról az igazat.

Onun hakkında gerçeği bilmek zorundaydım.

Gondoskodj arról, hogy Tom eljöjjön!

Tom'un geleceğinden emin ol.

Arról álmodom, hogy Mexikóba utazom.

Meksikaya gitmeyi hayal ediyorum.

Arról még nem beszéltem Tommal.

Henüz onun hakkında Tom'la konuşmadım.

Mit tudsz arról, ami történt?

Ne olduğu hakkında ne biliyorsun?

A modern társadalomban vita folyik arról,

Şimdilerde çağdaş toplumlarda,

Nincsenek illúzióim arról, mindez hogyan hangzik.

Nasıl olacağı konusunda şüphem yok.

Kaptam egy rakás kéretlen tanácsot arról,

Kanserimi eteri yağlarla nasıl iyileştireceğime dair

Hanem arról, hogy egésznek érezzék magukat.

daha çok bütün hissetmekle alakalı.

Hanem arról, hogy mi teszi könnyűvé.

Kolaylaştıran şeylerden konuşmak istiyorum.

- Ezt elfelejtheted.
- Azt elfelejtheted.
- Arról megfeledkezhetsz.

Onu unutabilirsin.

Sajnos arról kell tájékoztassalak, hogy meghalt.

Maalesef onun öldüğünü size bildirmek zorundayım.

Tom hazudott arról, mennyi pénzt költött.

Tom ne kadar para harcadığı konusunda yalan söyledi.

Állandóan arról panaszkodik, hogy nincs ideje.

O zamanı olmadığına dair şikayet etmeye devam ediyor.

Tom arról álmodik, hogy milliomos lesz.

Tom bir milyoner olmayı hayal ediyor.

- Beszéltél erről vele?
- Beszéltél vele arról?

Onun hakkında onunla konuştun mu?

- Mit gondolsz erről?
- Mit gondolsz arról?

- Onun hakkında ne düşünüyorsun?
- Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Talán arról álmodtál, hogy bejársz minden földrészt.

Belki de tüm kıtaları gezmeyi hayal etmiştiniz.

Miközben teljesen megfeledkeznek arról, hogy manipuláltam őket.

onları manipüle ettiğimden bihaber olarak seçtiğini keşfettik.

Rájöttem, hogy fogalmam sincs arról, hogyan éljek.

nasıl yaşayacağım hakkında hiçbir fikrim olmadığını fark ettim.

És csak tavaly, végre bizonyítékot publikáltunk arról,

Geçen yıl sonunda kanıtlar yayınladık,

Arról, hogy mi működik, mi nem működik,

fikir ve çözümlerini paylaşabilecekleri

Arról az expedícióról ő sohasem tért vissza.

O seferden asla geri dönmedi.

Nem is álmodnék arról, hogy ezt tegyem.

Onu yapmayı hayal etmezdim.

Van fogalmad arról, hogy milyen elfoglalt vagyok?

Ne kadar meşgul olduğumu biliyor musun?

Győződj meg arról, hogy Tom biztonságosan hazaér.

Tom'un eve güvenli şekilde varacağından emin ol.

Nem sokat tudunk arról, hogy mi történt.

Ne olduğunu fazla bilmiyoruz.

Először is beszéljünk arról, mit tett Tom.

- Önce, Tom'un yaptığı şey hakkında konuşalım.
- İlk önce, Tom'un ne yaptıklarından bahsedelim.

Van önnek elképzelése arról, ki állhat emögött?

Bunun arkasında kimin olabileceği ile ilgili bir fikrin var mı?

Van valami elképzelésed arról, ki áll emögött?

Bunun arkasında kim olduğuna dair herhangi bir fikrin var mı?

Gondoskodj arról, hogy Tom mindig biztonságban legyen.

Tom'u güvende tutun.

Van valami elképzelésed arról, hogy hol vagyunk?

Nerede olduğumuza dair bir fikrin var mı?

Mindannyiuknak jelentést kellett írni arról, amit láttak.

Onlardan her biri gördüğü hakkında bir rapor yazmak zorunda.

Van bármilyen fogalmunk arról, nekik mi a fontos?

Neye önem veriyorlar, fikriniz var mı?

Fogalmat alkothatunk arról, mi történik a felszín alatt.

yüzey altında neler olduğu hakkında bir fikir verir.

Mégpedig arról, hogy valaki kamerát tett a mobiltelefonba.

Birinin aklına cep telefonlarına kamera koymak gelmiş.

- Mindenféléről beszélnek.
- Erről is, meg arról is beszélnek.

Şundan bundan konuşuyorlar.

Szeretnék szót váltani veled arról, ami tegnap történt.

Dün ne olduğu hakkında seninle konuşmak isterim.

Be kell vallanom, soha nem hallottam még arról.

Bunu hiç duymadığımı itiraf etmeliyim.

Van valami elképzelésed arról, hogy mi a baj?

Neyin yanlış olduğuna dair bir fikrin var mı?

Mindenki arról beszél, hogy mi történt a megbeszélésen.

Herkes toplantıda ne olduğu hakkında konuşuyor.

Tom nyilvánvalóan nem akar beszélni arról, ami történt.

Tom'un ne olduğu hakkında konuşmak istemediği belli.

Amit neked mondtam, arról egy szót se senkinek.

Sana söylediğimi kimseye söyleme.

Hamarosan meg leszel győződve arról, hogy igazam van.

Yakında haklı olduğuma ikna olacaksınız.

Tomi nem tudta meggyőzni Marit arról, hogy téved.

Tom Mary'yi hatalı olduğu konusunda ikna edemedi.

Az arc árulkodik arról, ami a szívben van.

- Yüz, kalpte ne olduğunu ele verir.
- Yüz, kalpte ne olduğunu açığa vurur.

Meséltem már neked arról, hogy ismertem meg anyádat?

Ben hiç annenle nasıl tanıştığımı söyledim mi?

Meg kell bizonyosodnom arról, hogy minden rendben van.

Her şeyin yolunda olduğundan emin olmak zorundayım.

Nem is álmodott arról, hogy megnyerheti a fődíjat.

O, birincilik ödülünü kazanabileceğini hiç hayal etmedi.

- Tom semmit nem tud arról, hogy mi történik itt.
- Tom semmit nem tud arról, hogy mi zajlik itt körülötte.

Tom burada ne olduğu hakkında bir şey bilmiyor.

Senkivel nem tudtam beszélni arról, ami számomra fontos volt.

Kendi sevdiğim konuları, insanlarla konuşamaz olmuştum.

Mi is tudunk arról beszélni, nekünk mi a fontos.

şeylerle ilgili onlarla konuşabilirsiniz.

és fogalmuk sincs arról, hogy gyors változásra van szükség.

ve bu hızlı değişimin zorunlu olduğunu bilmiyorlar.

Arról beszéltek a hadseregnek, hogy vadásszanak a jó dolgokra.

İyi şeyler avlamak konusunda orduyla konuştular.

és arról, hogy a nagy változásokra, felfordulásokra és átalakulásokra

ve insanların geçmişte devrimlere, dönüşümlere

De tudnunk kell arról is, hogy ezek miképp csökkenthetők.

ama bunun nasıl azalacağı konusunda da hazırlıklı olmalıyız

Bizonyosodj meg arról, hogy az ajtó be van zárva!

Kapının kilitli olduğundan emin ol.

Van valami elképzelésed arról, hogy mi van a dobozban?

Kutuda ne olduğuna dair herhangi bir fikrin var mı?

Még sokat kell tanulnod arról, hogyan kell kedvesnek lenni.

Kibar olmakla ilgili öğreneceğin çok şey var.

- Nem hallottam, hogy mit mondtál.
- Lemaradtam arról, amit mondtál.

- Ne dediğini kaçırdım.
- Söylediğini duymadım.

Tom azt gondolta, hogy Mary hazudott arról, hol járt.

Tom Mary'nin nerede olduğu hakkında yalan söylediğini düşündü.

Tom megpróbált megbizonyosodni arról, hogy minden alkalmazottat tisztelettel kezelnek.

Tom her işçiye saygı ile davranıldığından emin olmaya çalıştı.

Tom soha nem beszélt Marinak arról, hogy mi történt.

Tom, Mary'ye olanları hiç anlatmadı.

Ne kezdjünk arról beszélni, milyen volt nekünk elveszteni a magunkét.

kendi ailenizden birini kaybettiğiniz zamanı anlatmayın.

Ne feledkezzünk meg arról, hogy a pénz mozgatja a világot.

önemli olan, dünyayı döndüren şeyin para olduğunu hatırlamaktır.

Hanem arról is, hogy hogyan befolyásolnak minket a mindennapi életben.

Günlük hayatlarımızda nasıl çevremizin etkisi altında kaldığımızla da alakalı.

Nem arról szólok, hogyan nyerjenek vitát pusztán a győzelem kedvéért.

Sırf kazanmış olmak için bir tartışmayı nasıl kazanacağınızdan bahsetmiyorum.

és hogyan tudnánk meggyőzni őket arról, hogy az ország átalakításához

ülkemizi dönüştürmenin cevaplarının onların ellerinde olduğuna

Ma azonban nem arról akarok beszélni, mi nehezíti az életem,

Ama bugün hayatımı zorlaştıran şeylerden konuşmak istemiyorum.

Nem arról van szó, hogy mit mondtál, hanem, hogy hogyan.

- Bu ne söylediğin değil, bu onu nasıl söylediğindir.
- Mesele ne söylediğin değil, nasıl söylediğindir.

Tominak a legkisebb elképzelése sem volt arról, hogy mi történik.

Tom'un kesinlikle neler olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu.

Van egy elég jó sejtésem arról, hogy hol lehet Tomi.

Tom'un nerede olabileceği konusunda oldukça iyi bir fikrim var.

- Hallottad, mi történt Johnnal?
- Hallottál arról, hogy mi történt Johnnal?

- John'a olanları duydun mu?
- John'un başına geleni duydun mu?
- John'a olanı duydun mu?

Fogalma nem volt arról, hogy ezek a szavak mit jelentenek.

Bu sözlerin ne anlama geldiği hakkında bir fikri yoktu.

Néha még arról is elgondolkodtam, mi lenne, ha újra beteg lennék.

Bazen tekrar hasta olmanın hayalini bile kurdum.

Beszéljen nekünk még arról az ötletről, hogy meszet öntünk az óceánba!

Okyanusa kireç koyma fikrini biraz açabilir misin?

Szuzuki úr lebeszélte a fiát arról a tervéről, hogy külföldön tanuljon.

Bay Suziki oğlunu yurt dışında eğitim görme planından vazgeçmesi için ikna etti.

Csak arról van szó, hogy tovább már nem akarom ezt csinálni.

Sadece onu yapmak istemiyorum artık.