Examples of using "érte" in a sentence and their turkish translations:
Onun için teşekkürler.
Bunun için teşekkürler.
Onu bunun için çalıştırın.
Ben onun için bir şey yapacağım.
Onun için her şeyi yaparım.
Ben ona deli oluyordum.
Bu savaşmaya değer bir şey.
Onun için dua edeceğim.
Dan bir kurt tarafından saldırıya uğradı.
Bunun için ne kadar istiyorsun?
Hele şükür gittiler!
Tom bunu yaptığı için cezalandırılabilir.
Onun için yapabileceğin hiçbir şey yok.
- O çok fazla pahalı.
- Bu çok pahalı.
çok fazla saldırıya maruz kaldılar.
Bizim bunun için iyi bir fiyatımız var.
Onu hakkında endişe ediyorum.
Bunun için tam sorumluluk alıyorum.
Ne kadar teklif ettin?
Erkekler ona divane oluyor.
Onun için hiçbir şey yapamayız.
Onun için hiç endişelenmem gerekmedi.
Ben onun için on dolar ödedim.
Bu fiyat çok yüksek.
Beni almak için aradı.
DNA toplama tekniklerine ihtiyacınız olmayabilir.
Komşularınız size teşekkür edecek.
hayatımızla ödeyecektik.
Yine de parasını ödemek zorundasın.
Onun ölümü firmamız için büyük bir kayıptı.
çünkü bunda çok emeğimiz vardı.
ve biz zamanla onlara teşekkür edeceğiz.
Bob bitiş çizgisine ilk önce ulaştı.
- Onu istasyondan almam gerekiyor.
- Onu istasyondan almak zorundayım.
İki, beş, on, yüz kişinin zahmetli bir değişimi talep etmesini ise
Annenin dönüp onu bulması gerek. Tek başına.
nasıl minnettar olduğunu anlattı.
Napolyon 9 Kasım'da Smolensk'e ulaştı.
O, onu çok sevdi.
Şimdi onun hakkında yapabileceğin bir şey yok.
Makul bir fiyat.
Tom Mary'nin onun için yapmış olduğu her şeyi takdir ediyor.
Senin aksine, ben onu onun için yapabilirim.
Kafaya vuruyorsunuz, puanları alıyorsunuz.
risk, yüz kat azaltılmadan önce
Suç işlersen cezalandırılmalısın.
- Her yeri aradık.
- Biz her yeri aradık.
Tom Mary'den bunu onun için yapmasını istedi.
Stok geçen temmuz ayında yüksek noktaya ulaştı.
O bunun için hayatını riske attı.
Buna çok düşkün değilim.
Aranızdan kim benim onun için çalıştığımdan daha çok benim için çalıştığına inanıyor?
Ben de ondan hoşlanmıyorum.
Sadece felsefede dairesel bir argüman kullanabilirsin ve bunun için övülürsün.