Examples of using "Állandóan" in a sentence and their turkish translations:
Sabit bakışlar, sürekli olarak bana bakılması,
O her zaman şikâyet ediyor.
Her zaman şarkı söylüyorsun.
Onlar her zaman kavga ediyorlar.
Her zaman hapşırırım.
Onlar hep tartışıyorlar.
O, sürekli mektuplar yazıyor.
O her zaman korkar.
Tom her zaman beni arar.
Ben her zaman oradayım.
- Tom her zaman uykuludur.
- Tom her zaman uykudur.
Ben her zaman üzgün hissediyorum.
Sürekli onun hakkında düşünüyorum.
Tom hep şikayet ediyor.
Ben her zaman kendi kendime konuşurum.
Tom her zaman uyur.
Her zaman uykulu hissederim.
Her zaman stres altındayım.
Tom sürekli gülümser.
dalgalar tekneyi tüm gücüyle sallıyordu.
Her zaman beni eleştiriyorsun.
Karımla sürekli tartışırım.
Karısı ona sürekli dırdır ediyor.
Tom her zaman biriyle konuşuyor.
O, benden sürekli olarak ödünç para alıyordu.
Anahtarlarımı hep kaybediyorum.
Her zaman şikâyet ediyorsun.
Tom'un omuzunda bir çatlak var.
Tom neden hep geç kalıyor?
Erkek kardeşimin kedisi durmadan mırlıyor.
Biz bunu her zaman yaparız.
İnsanlar her zaman onu bana sorar.
Tom her zaman kızların peşinden koşuyor.
Ben her zaman aynı şeyi duymaktan bıktım.
O zamanı olmadığına dair şikayet etmeye devam ediyor.
İşim beni meşgul ediyor.
Tüm şikayetlerin burnumdan geldi.
Tom her zaman video oyunları oynuyor.
Bana her zaman öğüt vermesinden bıktım.
Kendileri hakkında konuşan insanlar beni her zaman sıkar.
Çocuklarımla hayvanat bahçesindeydim ve telefonum durmadan çalmaya başladı.
O kötü huylu oldu, sürekli karısının yemeklerini eleştirdi ve midesindeki bir ağrıdan şikâyet etti.
Tom daima kendisi ile çelişiyor.
Sen hep yalan söylüyorsun, insanların seni ciddiye almamalarının sebebi bu. Sen hak ettiğini alırsın.
O her zaman para istiyor.
Neden her zaman geç kalıyorsun?
Sürekli tehlikedeyim.
Burada her an bir şeyler olabilecekmiş düşüncesiyle yaşıyorsun.
Tom'un hikayelerinde ana kahramanlar hep hayvanlardır, ancak kötü adamlar her zaman insanlardır.
- Tom her zaman yiyor.
- Tom'un ağzı hiç boş durmuyor.