Examples of using "Wunderschön" in a sentence and their turkish translations:
- O çok güzel.
- Bu harika.
Bu güzeldir.
Tom güzel şarkı söyler.
Mary muhteşem.
Güzeldi.
Güzel, değil mi?
O güzel değil mi?
Çok güzel görünüyorsun.
Sen harikaydın.
Hayat harika.
Fuji Dağı çok güzeldir.
O kadın çok güzel.
Sen gerçekten muhteşemsin.
O uzun boylu ve muhteşem.
Mary bir gençken çok güzeldi.
Deniz harika değil mi?
Bu Japon bahçesi güzel.
Güzel görünebilir, ama dikkatli olun.
Hawaii'de akşam çok güzeldir.
Hâlâ çok güzelsin.
Doğa zalim ve güzeldir.
Onun saçı uzun ve güzel.
- Bahçedeki çiçekler çok güzel.
- Bahçedeki çiçekler güzel.
Sen son derece değerli ve güzelsin.
Suzhou çok güzeldir.
Sen çok güzelsin.
Sen bir güzelsin.
Mary çok güzel.
Bu şarkı hem hüzünlü hem de güzel.
Uzaydan bakınca, dünya çok güzeldir.
Tom'un yaptığı ev harika.
Bu resimler güzeldir.
Bu gül güzel.
Mikroskop altında, bazı virüsler oldukça güzel görünür.
Mary sadece güzel değil, o akıllı da.
O iyi bir oyuncudur ve güzeldir.
Çok güzelsin. Bu akşam ne yapıyorsun?
Gezegensel varlığımızın sonraki evresini güzel yapmayı seçelim
Ya aslında bakarsan o yıllar güzelmiş ha
Renk, doku, desen ve deri eşleştirebiliyorlar. Çok güzel.
Bu kitap güzel biçimde resimlenmiş.
Bugün çok güzel görünüyorsunuz.
Çok güzelsin.
Mary çok güzeldi fakat onun kalbi gece kadar karanlıktı.
. Nil boyunca sürükleyici, ilgi çekici ve güzelce filme alınmış bir yolculuk
Sonbaharda ay gerçekten güzel.
Tüm sahte, angarya ve kırık düşlerle; hala güzel bir dünya.
Bu güzel bir çiçek.
Bunu sana bugün daha kimse demediyse: Çok güzelsin. Seviliyorsun. Sana ihtiyacı olan var. Varlığının bir sebebi var. Sandığından daha güçlüsün. Ne olursa olsun, sen başarırsın. İyi ki varsın. Pes etme!