Examples of using "Wunderbare" in a sentence and their turkish translations:
Harika bir sesin var.
Sen harika bir kadınsın.
Onlar birlikte güzel bir zaman geçirdiler.
Ne harika bir buluş!
Harika hediye için teşekkürler.
Ne harika bir haber!
Harika bir şey oldu.
Harika yemek için teşekkür ederim.
Otomobil harika bir icat.
Kimya harika bir bilimdir.
Bu harika yolculuk için çok teşekkür ederim.
O harika bir eş ve anne.
Harika bir şekilde canlandığımı hissediyorum.
Tom Boston'da harika zaman geçirdi.
Onun kız kardeşi mükemmel bir eş ve annedir.
O, onlara harika zaman geçirdiğini söyledi.
Sen harika bir arkadaşsın.
Harika hediye için teşekkürler.
Oyuncu, harika bir başarı gerçekleştirdi.
- Çamaşır makinesi harika bir icattır.
- Çamaşır makinesi muhteşem bir icat.
Biz harika olanı dışımızda arıyoruz, oysaki onu içimizde taşıyoruz.