Examples of using "Verstreut" in a sentence and their turkish translations:
Her yere dağılmış boş teneke kutular vardı.
Yeni geline de bol bol çocukları olsun diye buğday saçılırdı
O öldükten sonra küllerinin okyanusa atılmasını istedi.
Onun giysileri odanın her yanına dağılmış ve şapkasını yatağın dibinde buldu.