Examples of using "Lagen" in a sentence and their turkish translations:
Biz çimlerin üzerinde uzandık.
Onlar ölüyordu.
Hepimiz yanıldık.
Umutsuz hastalıklar umutsuz çareler gerektirir.
Onlar çim üzerinde uzanıyorlardı.
Gazeteler bekleme salonuna konuldu.
Yerde kırık cam parçaları vardı.
Şu kitaplar ekranda görüntülendi.
Binlerce bina harabelerde yatıyordu.
Seçim sonuçları son derece yakın.
Masanın üstünde dört parça peynir vardı.
Sıcaklık geçen hafta sıfırın üzerindeydi.
Uyandığımda yerde 10.16 santimetre kar vardı.
Biz birbirimizin kollarında ağladık.
Mary ve ben dün yatakta hastaydık.
Hipotezinin doğru olduğunu düşünüyorum.
Çadırın yanında yerde duran bir sürü boş şarap şişeleri vardı.
- Masada en fazla iki kitap vardı.
- Masanın üstünde ikiden daha fazla kitap yoktu.
Sandalyenin altındaki eldivenleri buldum.
Her yere dağılmış boş teneke kutular vardı.
Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı.
Arkeologlar yüzün üzerinde mezar keşfetti, onlardan birkaçı küçük çocuklara aitti.
O, bana senin haklı olduğunu söyledi.
Cadı, Rapunzel'in saçlarını sol eline iki kez doladı, diğer eline aldığı makasla o güzelim örgüleri teker teker kesti, hepsi kesik halde yerde öylece duruyordu.