Translation of "Verdient" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Verdient" in a sentence and their turkish translations:

- Tom verdient das.
- Tom hat das verdient.

Tom onu hak ediyor.

- Du hast es verdient.
- Sie haben es verdient.

- Sen bunu hak ettin.
- Onu hak ettin.

Sie verdient gut.

O iyi bir yaşam sağlamaktadır.

Er verdient mehr.

O daha fazlasını hak ediyor.

Sie verdient mehr.

O daha fazlasını hak ediyor.

Tom verdient mehr.

Tom fazlasını hak ediyor.

Tom verdient viel.

Tom çok para kazanıyor.

Er verdient das.

O bunu hak ediyor.

Sie verdient das.

O bunu hak ediyor.

Maria verdient das.

Mary bunu hak ediyor.

Er verdient es.

O bunu hak ediyor.

Sie verdient es.

O bunu hak ediyor.

Tom verdient gut.

Tom iyi bir yaşam sağlamaktadır.

Tom verdient Bewunderung.

Tom hayranlığı hak ediyor.

- Tom hat eine Belohnung verdient.
- Tom verdient eine Prämie.

Tom bir ödülü hak ediyor.

- Er ist vertrauenswürdig.
- Er hat das Vertrauen verdient.
- Er hat Vertrauen verdient.
- Er verdient Vertrauen.

O güvenilir.

- Du hast etwas Besseres verdient.
- Ihr habt etwas besseres verdient.
- Sie haben etwas Besseres verdient.

Daha iyisini hak ediyorsun.

- Er verdient eine Beförderung.
- Er hat sich eine Beförderung verdient.

O, terfiyi hak ediyor.

In Spanien verdient wurde.

İspanya'da kazanılan tek kişi .

Dieser Politiker verdient Respekt.

Bir devlet adamı saygıya değer olmalıdır.

Ihr Handeln verdient Respekt.

Onun eylemi saygıyı hak ediyor.

Er verdient den Preis.

- Ödülü hak ediyor.
- O ödülü hak ediyor.

Er hat es verdient.

O bunu hak etti.

Ihr beide verdient einander.

Siz ikiniz birbirinizi hak ediyorsunuz.

Sie hat es verdient.

O onu hak etti.

Ich habe es verdient.

- Bunu hak ettim.
- Bunu hak etmiştim.

Sie haben es verdient.

Onu hak ettiler.

Tom verdient es aufzusteigen.

Tom terfi etmeyi hak ediyor.

Er verdient seinen Lebensunterhalt.

O, hayatını kazanıyor.

Ich habe mehr verdient.

Daha fazlasını hak ediyorum.

Du hast mehr verdient.

Daha fazlasını hak ediyorsun.

Das hat niemand verdient.

Kimse bunu hak etmiyor.

Tom verdient viel Geld.

Tom büyük para kazanıyor.

Tom verdient an uns.

Tom bizden para kazanıyor.

Sein Verhalten verdient Respekt.

Onun davranışı takdire şayandır.

Sie verdient eine Beförderung.

O zammı hak ediyor.

Ich habe das verdient.

Ben onu hak ettim.

Das hast du verdient.

Onu hak ediyorsun.

Er verdient viel Geld.

O çok para kazanıyor.

Wie viel verdient Tom?

Tom ne kadar para kazanıyor?

Tom verdient eine Erklärung.

Tom bir açıklamayı hak ediyor.

Tom verdient eine Medaille.

Tom bir madalyayı hak ediyor.

Tom hat das verdient.

Tom onu hak etti.

Seine Handeln verdient Respekt.

Davranışları saygıyı hak ediyor.

Tom hatte es verdient.

Tom bunu hak etti.

Tom hat es verdient.

Tom onu hak ediyor.

Maria hat es verdient.

Mary bunu hak ediyor.

Dieses Buch verdient Beachtung.

Bu kitap dikkate değer.

Tom verdient eine Beförderung.

Tom terfi etmeyi hak ediyor.

Tom verdient den Preis.

Tom ödülü hak ediyor.

Tom verdient nicht viel.

Tom, çok para kazanmaz.

Verdient Tom Geld dabei?

Tom para kazanıyor mu?

Tom hat Geld verdient.

Tom para kazandı.

Tom verdient seine Freiheit.

Tom özgürlüğünü hak ediyor.

Er verdient eine Beförderung.

O, terfiyi hak ediyor.

Er verdient eine Medaille.

O bir madalyayı hak eder.

Sie verdient eine Medaille.

O bir madalyayı hak ediyor.

- Ich habe deine Freundschaft nicht verdient.
- Ich habe Ihre Freundschaft nicht verdient.
- Ich habe eure Freundschaft nicht verdient.

- Senin arkadaşlığını hak etmiyorum.
- Arkadaşlığınızı hak etmiyorum.

- Jemand, der stiehlt, verdient es, bestraft zu werden.
- Wer stiehlt, verdient Bestrafung.

- Hırsızlık yapan kişi cezalandırılmayı hak eder.
- Çalan bir kişi cezayı hak eder.

- Sie verdient ihren Lebensunterhalt als Serviererin.
- Sie verdient ihren Lebensunterhalt als Kellnerin.

Geçinmek için garsonluk yapıyor.

„Wie verdient man bei Tatoeba Geld?“ – „Man verdient bei Tatoeba kein Geld.“

"Tatoeba ne kadar para kazanıyor?" "Tatoeba hiç para kazanmıyor."

Das Problem verdient keine Beachtung.

Sorun düşünmeye değmez.

Womit habe ich das verdient?

Bunu hak etmek için ne yaptım?

Tom verdient keine zweite Chance.

Tom bir şans daha hak etmiyor.

Er hat viel Geld verdient.

O çok para kazandı.

Das habe ich nicht verdient.

Ben bunu hak etmiyorum.

Ich habe etwas Besseres verdient.

Bundan daha iyisini hak ediyorum.

Jeder verdient eine zweite Chance.

Herkes ikinci bir şansı hak eder.

Tom hat das nicht verdient.

- Tom buna layık değil.
- Tom bunu hak etmiyor.

Ich habe eine Erklärung verdient.

Bir açıklamayı hak ediyorum.

Ich hätte was Besseres verdient.

Ben daha iyisini hak ettim.

Wie verdient Tom seinen Lebensunterhalt?

Tom nasıl geçiniyor?

Si hat etwas Besseres verdient.

O daha iyisini hak ediyor.

Er hat etwas Besseres verdient.

O daha iyisini hak ediyor.

Sie verdient mehr als ich.

O benden daha fazla para kazanıyor.

Tom verdient mehr als Maria.

Tom, Mary'den daha fazla para kazanıyor.

Jeder hat, was er verdient.

Herkes hak ettiğini alır.

Tom hat etwas Besseres verdient.

Tom daha iyisini hak ediyor.

Algerien verdient Vertrauen und Unterstützung.

Cezayir güveni ve desteği hak ediyor.

Das hat Tom nicht verdient.

Tom ona layık değildi.

Wie verdient Tom sein Geld?

Tom nasıl para kazanıyor?

Jeder bekommt, was er verdient.

Herkes hak ettiğini alır.

Dich hat er nicht verdient.

Sen onun için çok iyisin.

Dich hat sie nicht verdient.

Sen onun için çok iyisin.