Examples of using "Unglaublich" in a sentence and their turkish translations:
İnanılmaz!
Sen inanılmazsın.
İnanılmazsın.
Sen inanılmazsın.
Hayal edilemez!
Sen gerçekten olağanüstüsün.
Harika görünüyorsun.
O, inanılmaz yeteneklidir.
Onlar inanılmaz sahtekâr.
Bu inanılmaz bir şey.
O şaşırtıcıydı.
Onlar inanılmaz.
Tom inanılmaz.
İnanılmaz görünüyordu.
Bu inanılmaz.
Bu inanılmazdı.
Tom şaşırtıcıydı.
Siz şaşırtıcısınız.
Bu inanılmaz!
İnanılmazsın.
- O inanılmaz derecede saf.
- O inanılmaz derecede toy.
Tom inanılmaz derecede iyi.
O, inanılmaz derecede aptaldır.
O inanılmaz derecede güzel.
Bu inanılmaz, değil mi?
Bu akılalmaz derecede iyi.
İnanılmaz şekilde safsın.
Komplo inanılmazdı.
İnanılamayacak kadar salaksın.
O kesinlikle inanılmaz.
O çok inanılmaz.
Tom resim çizmede inanılmaz derecede kötüydü.
Biz inanılmaz sıkıldık.
Akılalmaz bir biçimde sıkılmıştım.
Sen inanılmaz derecede safsın.
Bu gerçekten inanılmaz.
Ben onu her zaman inanılmaz sevimli buldum.
hayatî öneme sahip olduğu anlamına geliyor.
bunu inanılmaz bir nankörlük olarak görüyorum.
Heykeller çok değerlidir.
O aşırı miktarda kahve içer.
Tom'u çok seviyorum.
Tom birden inanılmaz şekilde sinirlendi.
Ben onun inanılmaz yakışıklı olduğunu düşündüm.
İlişkiler inanılmaz derecede karmaşıktır.
Haber inanılmaz korkunçtu.
sonra inanılmaz bir hızla uzaklaştı.
O, iki saat boyunca inanılmaz bir şekilde konuştu.
Tom inanılmaz şekilde aptalca bir şey yaptı.
- Ben her zaman onu inanılmaz keyifli buldum.
- Ben her zaman onu inanılmaz zevkli buldum.
İnanılmaz etkileyici bir hikaye.
Sami ve Leyla inanılmaz derecede içkiliydi.
Bu yaz inanılmaz derecede sıcak.
- Tekniği eşsiz ve kesinlikle muhteşemdi.
- Onun tekniği eşsiz ve kesinlikle şaşırtıcıydı.
Vay canına, ne kadar çok yer gezmişsin!
Şöyle ki bu ufaklıklar istediklerinde çok hızlı olabiliyorlar.
Tom inanılmaz derecede tembel.
Unuttuğumuz hız sadece inanılmaz.
Onun böyle bir şey yapması inanılmaz.
- İnanamıyorum!
- İnanılmaz!
Bunun şaşırtıcı olduğunu düşünüyorum.
Bu hikayeye inanması zor.
Tom'un beni hatırlamasına inanamıyorum.
Ben inanılmaz ucuz fiyata iki dilli sözlük aldım.
Bir gün beni takip ediyordu. Ve bir ahtapotun seni takip etmesi inanılmaz ötesi bir şey.
Yarın ilk kez uçakla uçacağım.İnanılmaz değil mi?
O elbisenin içinde inanılmaz görünüyorsun.
Bu el yapımı İtalyan malı titanyum bisiklet son derece hafiftir.
Bir çocuk olarak devasa Atlantik Okyanusu'nun gücüyle yaşamak inanılmaz heyecanlıydı.
uzaya fırlatılması için inanılmaz derecede büyük bir rokete ihtiyacı olacaktır. Von Braun, uzay aracını parçalar halinde
Bu kadar çabuk düşünebilmesi ve böyle ölüm kalım kararlarını alabilmesi gerçekten olağanüstü.
Kim olduklarını bilmediğimiz insanların arasında, çok uzak bir ülkedeki savaş yüzünden burada gaz maskeleri denemek ve hendekler kazmak zorunda olmamız ne kadar korkunç, fantastik, inanılmaz.