Examples of using "Unangemessen" in a sentence and their turkish translations:
Bu uygun değil.
O uygunsuzdu.
Tom'un söylediği yakışıksızdı.
Bu çok uygunsuz.
Bu giysiler soğuk bir kış günü için uygun değildir.
Tom Mary'nin elbisesinin etkinlik için uygun olmadığını düşündü.
Tom Mary'nin giydiğinin ortam için uygun olduğunu düşünmüyordu.