Translation of "Trennt" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Trennt" in a sentence and their turkish translations:

Hier trennt sich der Schacht.

Bakın, burada yol ayrılıyor.

- Der Atlantische Ozean trennt Amerika von Europa.
- Der Atlantik trennt Amerika von Europa.

Atlas Okyanusu Amerika'yı Avrupa'dan ayırır.

Die zwei Städte trennt ein Fluss.

İki kasaba bir nehirle ayrılır.

Die Torresstraße trennt Neuguinea von Australien.

Torres Boğazı Yeni Gine'yi Avustralya'dan böler.

Ein Fluss trennt die Stadt in Ost und West.

Bir nehir şehri doğuya ve batıya ayırır.

Seine neue Arbeit trennt ihn noch mehr von seiner Familie.

Onun yeni işi onu ailesinden daha çok ayırıyor.

Dies ist der Teil, der es von den 100 Pramits trennt, die danach kommen werden

ondan sonra gelecek olan 100 pramitten onu ayıran kısım ise bu

Eigentlich die Punkte, an denen es genau bricht, dh die Punkte, an denen es sich trennt

aslında tam olarak kırıldığı noktalar yani birbirinden ayrıldığı noktalar

Es gibt Momente, in denen das Leben Menschen trennt, damit sie begreifen, wie wichtig sie füreinander sind.

Hayatın insanları ayırdığı anlar vardır, birbiri için ne kadar önemli lduklarını anlamaları için.