Examples of using "Trennt" in a sentence and their turkish translations:
Bakın, burada yol ayrılıyor.
Atlas Okyanusu Amerika'yı Avrupa'dan ayırır.
İki kasaba bir nehirle ayrılır.
Torres Boğazı Yeni Gine'yi Avustralya'dan böler.
Bir nehir şehri doğuya ve batıya ayırır.
Onun yeni işi onu ailesinden daha çok ayırıyor.
ondan sonra gelecek olan 100 pramitten onu ayıran kısım ise bu
aslında tam olarak kırıldığı noktalar yani birbirinden ayrıldığı noktalar
Hayatın insanları ayırdığı anlar vardır, birbiri için ne kadar önemli lduklarını anlamaları için.