Examples of using "Traurige" in a sentence and their turkish translations:
Ne üzücü bir hikâye!
O üzücü bir hikayeydi.
Sık sık hüzünlü müzik dinlerim.
Ben sık sık hüzünlü şarkılar dinlerim.
O, bize üzücü haber getirdi.
O bana üzücü bir hikaye anlattı.
Çok üzücü bir hikaye.
Hüzünlü şarkılar söylemeyi sevmez.
O çok üzücü bir hikayeydi.
Üzgün gözleri gizleyemezsin.
Bu öylesine hüzünlü bir hikaye.
- Tom damar şarkılar dinledi.
- Tom hüzünlü parçalar dinledi.
üzücü bir durum ama elden gelir bir şey yok
Üzücü haberi ona söylemek bana kalmış.
Acılı şarkıları dinlemek beni mutlu eder.
Bu hüzünlü hikayenin trajik bir sonu vardı.
Üzücü hikaye bizi ağlattı.
Tom son zamanlarda hüzünlü şarkılar söylüyor.
Adam üzücü haberi aldıktan sonra yas tutuyor.
Ölüm üzücü bir konu ama hayat devam ediyor.
Üzücü haberi duyduğunda, gözyaşlarına boğuldu.
Üzücü sahneyi kendisi için resmederken gözleri gözyaşlarıyla doluydu.
Komedi her zaman biraz trajedi içerir. Üzgün palyaçolar olmasının nedeni bu.
O ve Mary ayrıldıktan sonra Tom üzücü ve duygusal aşk şarkılarını dinlemekten kaçındı.