Examples of using "Spitze" in a sentence and their turkish translations:
- Tom çok klas biriydi.
- Tom çok beyefendi biriydi.
Vulkanların sivri kulakları var.
Elflerin sivri kulakları vardır.
pramit'in en tepesinde
Onun keskin bir dili var.
Dilimizin ucuna kadar geliyor
Onlar giysiler yapmada gerçekten iyiler.
Bu kutup sonunda keskindir.
Bıçağın ucu keskindir.
- Sonunda dağın tepesine ulaştılar.
- Nihayet dağın zirvesine vardılar.
- Tom üstün geldi.
- Tom zirveye tırmandı.
Bu yalnızca buzdağının görünen ucu.
Helen her zaman kendi sınıfının zirvesindedir.
Bu bıçağı al ve üst kısmı kes.
Kayalığın üzerine çıktım.
Kasaba Japonya'nın en uç kuzeyindedir.
Tepesi karla kaplı olan şu dağı görebiliyor musun?
Tilkinin uzun bir kuyruğu ve sivri kulakları vardır.
Dağın tepesi, yaklaşık olarak deniz seviyesinin 2000 metre üzerindedir.
üst kısımda değil orta kısımda şişme gözlemleniyor.
Okulda o her zaman sınıfın zirvesindedir.
Mızrağın ucu, ölümcül bir zehire batırıldı.
Kayalığın üzerine çıktık. Muhteşem bir manzara.
O zirveye yaklaştı.
O, zirveye çıktı.
Suyun üstünde gördüğün şey sadece buz dağının tepesi.
Galileo kulenin tepesinden iki demir top düşürdü.
Kulübe etrafındaki duvar insan kemiklerinden yapılmış ve onun üstünde kafatasları vardı.
Riske aldırış etmeden, Hardrada adamlarının başında savaşa girdi.
Kendi patateslerini yetiştirir misin? Sen inanılmaz bir adamsın! Bernie Sanders seninle gurur duyardı.
ve General Suchet'in tümeni önde oldu. Altı saat boyunca, birlikleri platodaki köyler için
Çevre kirliğine karşı olan kampanyada öğrenciler başı çekiyordu.
taşlar kaydırılarak tepeye kadar çıkarılıyordu inşaat bittikten sonra ise en dış sarmal kısım yıkılarak bugün ki halini alıyor