Translation of "Spannung" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Spannung" in a sentence and their turkish translations:

Ich vermisse die Spannung.

Ben heyecanı özlüyorum.

Spannung liegt in der Luft.

Havada heyecan var.

- Dem Spiel fehlte es an Spannung.
- Dem Spiel hat es an Spannung gefehlt.

Oyun heyecandan yoksundu.

Die Spannung bringt mich noch um!

Beklemek beni öldürüyor!

Sein Scherz lockerte die Spannung im Raum.

Onun şakası odadaki gerginliği azalttı.

Wenn etwas positive Spannung ein Teil davon ist,

Eğer sağlıklı bir hararetli ortamsa ihtiyaç duyulan,

Ich spürte, wie die Spannung zwischen uns wuchs.

İkimiz arasında büyüyen bir gerginlik hissettim.

Tom blickt mit Spannung dem kommenden Spiel entgegen.

Tom yaklaşan oyun hakkında heyecanlı.

Ich erlebte in diesen Räumen eine besonders schöne Spannung.

Girdiğim her uyuşmazlık ortamında oradaki elektriğin olağanüstü güzelliğini yaşarken

Dabei leitet man eine geringe Menge Spannung ins Gehirn,

Beyne az bir miktar voltaj veriyorsunuz,

Mary versuchte, die Spannung durch einen Themenwechsel zu entschärfen.

Mary konuyu değiştirerek gerginliği azaltmaya çalıştı.

Es gab schon immer etwas Spannung zwischen Tom und Maria.

Tom ile Mary arasında daima bir sürtüşme olmuştur.