Translation of "Schwarz" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Schwarz" in a sentence and their turkish translations:

- Es war schwarz.
- Sie war schwarz.
- Er war schwarz.

O siyahtı.

- Meins ist schwarz.
- Meine ist schwarz.
- Meiner ist schwarz.

Benimki siyah.

- Schwarz steht dir gut.
- Schwarz steht dir.
- Schwarz steht euch.
- Schwarz steht Ihnen.

- Siyah sana yakışıyor.
- Siyah sana uyar.

Schwarz gewinnt.

Siyah kazanır.

- Sie war schwarz gekleidet.
- Sie trug Schwarz.
- Sie war in Schwarz gekleidet.

O, siyah giymişti.

Er trug schwarz.

O, siyah giymişti.

Dir steht Schwarz.

Siyah sana yakışıyor.

Alles wurde schwarz.

Her şey karardı.

Krähen sind schwarz.

- Kargalar karadır.
- Kargalar siyahtır.

- Alle waren in Schwarz gekleidet.
- Alle waren schwarz gekleidet.

Herkes siyah giyinmişti.

Ja, es ist schwarz!

Evet, bakın, siyah.

Ja, es ist schwarz.

Evet, bakın, siyah!

Ist es nicht schwarz?

O, siyah değil mi?

Die Katze ist schwarz.

Kedi siyah.

Mir ist Schwarz lieber.

Ben siyahı tercih ederim.

Ist dein Auto schwarz?

- Araban siyah mı?
- Arabanız siyah mı?

Dieser Schwan ist schwarz.

Bu kuğu siyahtır.

Sie trägt immer Schwarz.

Her zaman siyah giyer.

Tom trägt heute Schwarz.

Tom bugün siyah giyinmiş.

Tom war schwarz gekleidet.

Tom siyah giyinmişti.

Ist das Pferd schwarz?

At siyah renkli mi?

Schwarz steht dir gut.

Siyah sana yakışıyor.

Tom trägt stets Schwarz.

- Tom hep siyah giyer.
- Tom her zaman siyah elbiseler giyer.

Mein Pferd ist schwarz.

Atım siyah.

Der Bleistift ist schwarz.

Kalem siyah.

Deine Katze ist schwarz.

- Kediniz siyah.
- Kediniz siyahtır.
- Kedin siyah.
- Kedin siyahtır.

Das Buch ist schwarz.

Kitap siyahtır.

Dieses Buch ist schwarz.

- Bu kitap siyahtır.
- Bu kitap siyah.

Dieses Auto ist schwarz.

Bu araba siyah.

Ist Toms Katze schwarz?

Tom'un kedisi siyah mı?

Die Reifen sind schwarz.

Tekerlekler siyah.

Ich trage generell schwarz.

Genellikle siyah giyerim.

- Er färbte sein Haar schwarz.
- Er färbte sich die Haare schwarz.

O saçını siyaha boyadı.

- Papier ist weiß, Kohlenstoff ist schwarz.
- Papier ist weiß, Kohlenstoff schwarz.

Kağıt beyazdır, karbon siyahtır.

- Tafeln sind nicht immer schwarz.
- Schwarze Bretter sind nicht immer schwarz.

Yazı Tahtaları her zaman siyah değildir.

- Tom hat sich das Haar schwarz gefärbt.
- Tom färbte sich das Haar schwarz.
- Tom hat sich die Haare schwarz gefärbt.

Tom saçını siyaha boyadı.

Ich sehe das schwarz-weiß.

Bence bu konu siyah ya da beyaz.

Kohle ist nicht immer schwarz.

Kömür her zaman siyah değildir.

Die Witwe war schwarz gekleidet.

Dul kadın siyah giyinmişti.

Tom mag seinen Kaffee schwarz.

Tom kahvesini koyu seviyor.

Die Blume ist nicht schwarz.

Çiçek siyah değil.

Schwarz ist eine weitverbreitete Schuhfarbe.

Siyah ayakkabılar için çok yaygın bir renktir.

Ihr neuer Freund ist schwarz.

Onun yeni erkek arkadaşı siyahtır.

Ich trinke meinen Kaffee schwarz.

Kahvemi siyah içerim.

Er mag seinen Kaffee schwarz.

O, şekersiz kahveyi sever.

- Trinkst du deinen Kaffee noch immer schwarz?
- Trinkt ihr euren Kaffee noch immer schwarz?
- Trinken Sie Ihren Kaffee noch immer schwarz?

Kahveni hâlâ koyu mu içiyorsun?

Sie zieht sich immer schwarz an.

Her zaman siyah giyinir.

Tom war ganz in Schwarz gekleidet.

Tom tamamen siyah giyinmişti.

Er trinkt seinen Kaffee immer schwarz.

O, her zaman kahvesini sade içer.

Mir wurde plötzlich schwarz vor Augen.

Ben birden bayıldım.

Die Haare dieses Jungen sind schwarz.

Şu çocuğun saçı siyahtır.

Sie war ganz in Schwarz gekleidet.

O tümüyle siyah giyindi.

Ich sehe eine schwarz gekleidete Frau.

Siyah giyinen bir kadın görüyorum.

Tom und Maria trugen beide schwarz.

- Tom ve Mary her ikisi de siyah giyiyor.
- Hem Tom hem de Mary siyah giyiyor.

Du siehst in Schwarz phantastisch aus!

Siyah içinde harika görünüyorsun.

Tom trägt eine schwarz umrandete Brille.

Tom siyah çerçeveli gözlük takıyor.

Sieh die Zukunft nicht so schwarz!

Gelecek hakkında bu kadar karamsar olma.

Haben Sie das auch in schwarz?

- Siyah da var mı?
- Bunun siyah olanından da var mı?

- Wir verbinden die Farbe Schwarz oft mit Tod.
- Wir assoziieren Schwarz oft mit dem Tod.

- Genelde ölümü siyahla bağdaştırırız.
- Sık sık siyahı ölümle ilişkilendiririz.

- Wie trinkst du deinen Kaffee? Stark und schwarz?
- Wie mögt ihr euren Kaffee? Stark und schwarz?

Kahveni nasıl seversin? Koyu ve siyah mı?

- Tom hat schwarze Haare.
- Tom hat dunkles Haar.
- Toms Haar ist schwarz.
- Toms Haare sind schwarz.

Tom'un saçı siyah.

Weder im Dunkeln liegen noch schwarz träumen

ne karanlıkta yat ne de kara düş gör

Ich habe eine Frau in Schwarz gesehen.

Siyah giyinmiş bir kadın gördüm.

Warum hast du die Wand schwarz gestrichen?

- Neden bu duvarı siyaha boyadın?
- Neden bu duvarı siyaha boyadınız?

Eine Tafel muss nicht zwangsläufig schwarz sein.

Bir kara tahta, siyah olmak zorunda değildir.

Haben Sie dieses Hemd auch in schwarz?

Sende bu gömleğin siyah olanı var mı?

Einige Fotos wurden in Schwarz-Weiß gedruckt.

Bazı fotoğraflar siyah-beyaz basıldı.

Hunde sehen alles in schwarz und weiß.

- Köpekler siyah ve beyaz olarak görür.
- Köpekler, etrafı siyah - beyaz görür.

Möwen können schwarz, grau oder weiß sein.

Martılar; siyah, gri ya da beyaz renkte olabilirler.

Tom hat sich die Haare schwarz gefärbt.

Tom saçını siyaha boyadı.

Tom war wie immer in Schwarz gekleidet.

Tom her zamanki gibi siyah giyinmişti.

- Wie möchtest du deinen Kaffee: schwarz oder mit Sahne?
- Wie möchten Sie Ihren Kaffee: schwarz oder mit Sahne?

Kahvenizi nasıl istersiniz, sade mi yoksa kremalı mı?

Und es ist tatsächlich so schwarz wie Kohle

üstelik bir kömür kadar kara aslında

Das möchte ich gerne schwarz auf weiß sehen.

Onu yazılı olarak görmek istiyorum.

Eine der Katzen ist schwarz, die andere braun.

Kedilerden biri siyah, diğeri kahverengi.

Liebst du mich nur, weil ich schwarz bin?

Sadece siyah olduğum için mi beni seviyorsun?

Sie färbt ihre Haare schon seit Jahren schwarz.

Yıllardır saçını siyaha boyuyor.

Die Farben des Vereins sind Blau und Schwarz.

Kulübün renkleri mavi-siyah.

Ich weiß nicht, ob sie ihren Kaffee schwarz mag.

Ben, kahvesini koyu sevip sevmediğini bilmiyorum.

Es ist Tradition, zu einem Begräbnis Schwarz zu tragen.

Bir cenaze töreni için siyah giymek gelenekseldir.

Tom trinkt seinen Kaffee immer schwarz und ohne Zucker.

Tom kahvesini her zaman koyu ve şekersiz içer.

Wer ist denn der ganz in Schwarz gekleidete Herr?

Tamamen siyah giyinmiş beyefendi kim?

Der Topf wirft dem Kessel vor, dass er schwarz ist.

- Tencere dibin kara, seninki benden kara.
- Dinime söven bari Müslüman olsa.
- Dinime küfreden bari Müslüman olsa.

Besteht Aussicht darauf, dass Herr Schwarz dem Plan zustimmen wird?

Bay Black'ın planı kabul edeceğine dair hiç şans var mı?

Ich habe einen Hund. Er ist schwarz und heißt Tiki.

- Benim bir köpeğim var. Rengi siyah ve ismi Tiki.
- Benim bir köpeğim var. O siyahtır ve onun adı Tikidir.

- Die Wolke war pechschwarz.
- Die Wolke war schwarz wie Pech.

Bulut kapkaraydı.

Eigentlich ist Schwarz keine Farbe, sondern das Fehlen von Farbe.

Aslında siyah bir renk değildir. Renk yokluğudur.

Tom war schwarz angezogen und hatte eine schwarze Schibrille auf.

Tom siyah giymişti ve siyah bir kayak maskesi takmıştı.

Ein Jahr nach Marias Tod trägt Tom immer noch Schwarz.

Mary'nin ölümünden bir yıl sonra Tom hâlâ siyah giyiyor.

- Wir haben zwei Hunde. Der eine ist schwarz, der andere weiß.
- Wir haben zwei Hunde. Der eine ist schwarz, und der andere ist weiß.

Bizim iki köpeğimiz var. Biri siyah ve diğeri beyaz.