Examples of using "Gewinnt" in a sentence and their turkish translations:
Herkes kazandı!
Siyah kazanır.
Takımımız kazanıyor.
Genellikle büyük adam kazanır.
çok şey kazanıyorsun.
Tom kazanmıyor.
Bu bir kazan-kazan durumu.
Herkes kazanmayı sever.
Tom her zaman kazanır.
Tom genellikle kazanır.
Tom nadiren kazanır.
Tom sık sık kazanır.
Tom asla kazanmaz.
Tom kazanıyor.
- Tom genellikle argümanları kazanır.
- Tom genellikle tartışmaları kazanır.
Sıra beyazda ve kazandı.
Tom neredeyse her zaman kazanır.
Tom nadiren tartışmaları kazanır.
Kimin kazandığı umurumda değil.
Tom'un kazanmasını istiyorum.
Tom'un kazanacağını umuyorum.
- Onun kazanmasını istiyordu.
- Onun kazanmasını istiyordum.
Onun kazanmasını istiyorum.
Onun kazanmasını istiyorum.
Kim yararlanır?
Tom, Mary'nin kazanmasını istedi.
Takımımızın kazanacağını düşünüyor musun?
Kim kazanıyor?
Başlamak mücadelenin yarısıdır.
Tom kazanıyor.
Kimin kazanacağını söylemenin hiçbir yolu yok.
Ülkemin kazanmasını istiyorum.
Savaşlar tahliyelerle kazanılmaz.
Ya Tom kazanırsa?
Tom'un kazanması beklenmiyor.
Risk almazsanız bir şey kazanamazsınız.
Kimin kazandığı gerçekten umurumda değil.
- Takımımızın kazanması pek olası değil.
- Takımımızın kazanma şansı zayıf.
O hangi oyunu oynarsa oynasın her zaman kazanır.
Oyunu hangi takımın kazanacağı önemli değil.
Tom kazanıyor gibi gözüküyor.
"Piyango biletleri para israfıdır." "Kazansan değil."
Onun kazanacağına 10.000 yen bahse girerim.
Onun seçimi kazanacağına dair neredeyse hiç umut yok.
Hangi oyunu oynarsa oynasın, o her zaman kazanır.
Sanırım kazanacak kişi Tom.
Savaş, sen kazansan bile, seni daha yoksul ve daha güçsüz yapar.
- "Tom'un kazanacağını hiç düşünmemiştim." "Ben de."
- "Tom'un yeneceğini hiç düşünmemiştim." "Ben de."
- "Tom'un galip geleceğini hiç düşünmemiştim." "Ben de."
Bizim takımın kazanması ya da kazanmaması umurumda değil.
Tom'un kazanması durumunda ne olacağı konusunda endişeliyim.
Risk almazsanız bir şey kazanamazsınız. Cesur olmanız gerek.
Kadınlar ile olan, geri çekilenin kazandığı tek savaştır.
Eğer partim seçimi kazanmazsa, dişimi kıracağım.
Onun hangi oyunu oynadığı önemli değil, o her zaman kazanır.
Şahsen, seçimi kimin kazanacağının herhangi bir yaratacağını sanmıyorum.
Tatoeba günde yüzlerce, hatta binlerce cümle oranında büyür.
Son zamanlarda, ekonominin hızla geliştiğine dair sinyaller bulunmaktadır.
O genellikle doğru sözlü ve içten ve bu sebeple onunla tanışanların güvenini kazanır.
Sen kazanıyorsun.
Mary Tom'a Dale Carnegie tarafından yazılmış "Nasıl dost kazanılır ve insanları nasıl etkilersin"'in bir kopyasını satın aldı.