Examples of using "Schlimm" in a sentence and their turkish translations:
Kötü mü?
Bence mahzuru yok.
Kötü görünüyor mu?
Ne kadar kötü?
Gerçekten kötü mü?
Bu kötü değil.
Bu sadece kötü gibi.
O gerçekten kötü.
O kadar korkunç mu?
O, o kadar kötü değil.
Gerçekten bu kadar kötü müyüm?
Geçen gün çok kötü görünüyordun.
Bu gerçekten o kadar kötü mü?
Çok kötü düşmüşsünüz.
- Tom o kadar da kötü değil.
- Tom o kadar da kötü değildir.
O gerçekten bu kadar kötü müydü?
Ben bunun gerçekten kötü olduğunu düşündüm.
- Kötü mü?
- Bu kötü mü?
- Kötü müdür?
Çünkü mevcut durum kötü.
Bu o kadar kötü olmayacak.
Bu çok ciddi görünmüyor.
Vaziyet o kadar da kötü değil.
Bunun o kadar kötü olduğunu sanmıyorum.
Tom büsbütün o kadar kötü olamaz.
Hepsi o kadar ciddi değil!
Bu ciddi değil.
Bu düşündüğünüz kadar kötü değil.
Görüyor musun? O kadar da kötü değildi.
Bu göründüğü kadar kötü değil.
O fena değil.
Evinin etrafında çıplak koşmanın nesi var?
Bu bir kadın için söylenecek korkunç bir şeydir.
O, göründüğü kadar kötü değil.
Ağrı bütün hafta bu kadar kötü müydü?
Paslı metal olması özellikle kötü. Tetanos böyle kapılır, pasta bulunur.
Fakat işsizlik oranının ¼ olduğu,
O kötü bir şekilde yaralandı.
Ne kadar kötü olursa olsun, o bu hastalıktan ölmeyecek.
Ben daha önce ölmüştüm ve çok kötü değildi.
Neşelen! İşler düşündüğünüz kadar kötü değil.
Benim kötü bir soğuk algınlığım var.
Kötü görünüyorsun.
Hayat asla daha kötü olacak kadar kötü değil.
Bu kötü kokuyor ama tadı iyi.
Boş ver, onu kendim yapabilirim.
İnsanları aldatmak yanlıştır, fakat kendinizi aldatmak daha kötü.
Bu çok zor değildi, değil mi?
Tom fırın eldiveni kullanmadan tart kalıbını fırından çıkardığında kendini kötü şekilde yaktı.
O pireyi deve yapıyor. Bu yazım hatası gerçekten onun iddia ettiği kadar kötü değil.
Asya orman kırkayağı zararlı olabilir, ama hepten kötü değildir. Zehri, Çin tıbbında nöbetleri ve cilt yaralarını iyileştirmek için kullanılır.