Translation of "Narbe" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Narbe" in a sentence and their turkish translations:

Die Narbe verheilt.

Yara iyileşiyor.

Woher stammt diese Narbe?

O yara izi nereden?

- Woher hast du denn diese Narbe?
- Woher haben Sie denn diese Narbe?

Bu yarayı nerede aldın?

Armut hinterlässt eine anhaltende Narbe.

Bu, yoksulluğun kalıcı iz bıraktığı ve

Diese Narbe wird nie heilen.

O yara asla iyileşmeyecek.

Die Narbe ist nicht wirklich sichtbar.

Yara gerçekten görünür değil.

Tom hat eine Narbe im Gesicht.

Tom'un yüzünde bir yara izi vardır.

Wie hast du diese Narbe bekommen?

O yarayı nasıl aldın?

Tom hat eine Narbe auf der Wange.

Tom yanağında bir yara izi var.

Tom hat auf dem Kinn eine Narbe.

- Tom'un çenesinde bir yara izi var.
- Tom'un çenesinde bir iz var.

Maria hat eine Narbe von einem Selbstmordversuch zurückbehalten.

Mary'nin intihar etmeye çalıştığı zamandan bir yara izi var.

Maria hat auf der linken Wange eine Narbe.

Mary'nin sol yanağında yara izi var.

- Weißt du, wie Tom an die Narbe an seinem Kinn gekommen ist?
- Wisst ihr, wie Tom zu der Narbe an seinem Kinn kam?
- Wissen Sie, woher Tom die Narbe an seinem Kinn hat?

Tom çenesindeki o yara izini nasıl aldı biliyor musun?

Die Narbe auf seiner Wange ist kaum noch zu sehen.

Yanağındaki yara izi artık neredeyse görünmüyor.

Tom rollte seinen Ärmel hoch, und es kam eine hässliche Narbe zum Vorschein.

İğrenç bir yara izini açığa çıkarmak için kolunu sıvadı.

Ich habe am linken Bein noch immer eine Narbe von einem Unfall, in den ich mit dreizehn Jahren geraten bin.

On üç yaşındayken içinde bulunduğum bir araba kazasından dolayı hâlâ sol bacağımda bir izim var.