Examples of using "Merkte" in a sentence and their turkish translations:
Gözlenmekte olduğumu fark ettim.
- Tom Mary'nin mutsuz olduğunu fark etti.
- Tom, Mary'nin mutsuz olduğunu fark etti.
Tom Mary'nin dinlemediğini fark etti.
Tom bir şeyin yanlış olduğunu fark etti.
Tom Mary'nin dikkat etmediğini fark etti.
Tom Mary'nin yorgun olduğunu fark etmedi.
Tom Mary'nin çok kafası karışmış olduğunu fark etti.
Onun bir hata olduğunu fark ettim.
Ekonomist Hernando De Soto şöyle söylüyor:
Tom bir şeyin doğru olmadığını fark etti.
Tom bir hata yaptığını fark etti.
Onun yeni bir şapka giydiğini fark ettim.
Tom bir şeyin çok yanlış olduğunu fark etti.
Tom Mary'nin kendisini gerçekten çok sevmediğini fark etti.
Tom Mary'nin Boston'da mutlu olmadığını fark etti.
Tom Mary'nin kendisinin söylediklerine dikkat etmediğini fark etti.
Tom kazağını ters giydiğini fark etmedi.
Tom Mary'nin yorgun olduğunu fark etti.
Yüzüne bakınca benden bir şeyler gizlediğini anladım.
Tom anahtarlarını çıkardı fakat sonra kapının zaten açık olduğunu fark etti.
Evden ayrıldıktan sonra, anahtarın hâlâ evde olduğunun farkına vardım.
Ben ailemin tavsiyesini önemsemeye başladığımda büyüdüğümü fark ettim.
Başta bunun aptalca bir fikir olduğunu düşündüm fakat sonunda bunun ne iyi bir fikir olduğunu fark ettim.
Erkek kardeşim okumaya öylesine dalmıştı ki odaya girdiğimde beni fark etmedi.
Tom, borsanın şirketin başarısızlığında bir faktör olduğunu raporunda belirtti.
Kendisi Fransız'dı. Aksanından anlayabiliyordum.
Tom Mary'nin kendisinden kasten kaçındığını fark etti.
Tom yediği elmaya baktığında yarım solucan yediğini fark etti.