Examples of using "Müssten" in a sentence and their turkish translations:
Misafirler yakında geliyor olmalı.
Konuşmalar yakında başlaması gerekir.
Çalışıyor olman gerekmiyor mu?
Onu yapmaya çalışman gerekir.
Lastikten yapılmalı, elastik bir şey olmalı.
Öleceğimizi düşündüm.
Pencereler zaten yıkanılmalıydı.
Bu partiküllerin rüzgar, yağmur, nem gibi baskılara rağmen
Gerçekten Tom'la konuşmamız gerekiyor.
Şimdi gerçekten Tom'la konuşmamız gerekiyor.
Keşke bunu artık yapmak zorunda olmasak.
Sanki korkmaları gerektiğini bilseler de
Bir dahaki sefere bundan çok daha iyisini yapabilmemiz gerekir.
Keşke üç gün daha beklemek zorunda olmasam.
- Bunu daha sık yapmalıyız.
- Bunu daha sık yapmamız gerek.
Bir enfeksiyon başlatmak için yeterince virüs partikülünü dışarı atmaları gerekir.
Bir kaza varsa, onu rapor etmeliydik.
Çünkü bütün bu konakların bir noktada birbirleri ile temas etmesi gerekir.
Her ikimizin de Boston'a gitmesi gerektiği konusunda herhangi bir sebep yok.
Tüm bunlar kendiliğinden kusursuzca gerçekleşmesi oldukça zor olan meşakkatli bir dizi olay.
Sonra bu partiküllerin boğazınıza ya da üst solunum yolunuza ulaşması gerekir
O utanılacak bir şey değil.
Senin endişelenecek bir şeyin yok.
Şu anda iş başında olman gerekmiyor mu?
Dışarıda yanınızdan geçen bir koşucu ya da bisikletlinin size virüs bulaştırması için
Bu hakkında endişe etmen gereken bir şey değil.
Birkaç gün içinde yürüyebilmelisin.
- Keşke gitmek zorunda olmasaydın.
- Keşke gitmek zorunda olmasan.