Translation of "Lucy" in Turkish

Lucy ist Amerikanerin.

Lucy, Amerikalıdır.

Lucy fand Maria.

Lucy Mary'yi buldu.

Lucy mag Maria.

Lucy Mary'yi sever.

Lucy verlor Maria.

Lucy Mary'yi kaybetti.

Lucy spielt gerne Tennis.

- Lucy tenis oynamayı seviyor.
- Lucy tenis oynamayı sever.

Hat Lucy schon angerufen?

Zaten Lucy aradı mı?

Lucy kommt aus Amerika.

- Lucy Amerika'dan geldi.
- Lucy Amerikalıdır.

Manchmal besucht Lucy May.

Lucy ara sıra May'i ziyaret eder.

Lucy hat Mary gefeuert.

Lucy Mary'yi kovdu.

Lucy machte ihre Eltern glücklich.

- Lucy ailesini mutlu etti.
- Lucy ebeveynlerini mutlu etti.

Lucy hat es Mary erzählt.

Lucy Mary'ye söyledi.

Lucy ist eine Studentin aus Amerika.

Lucy Amerikalı bir öğrencidir.

Dick spielte Klavier und Lucy sang.

- Dick piyano çaldı ve Lucy şarkı söyledi.
- Dick piyano çaldı ve Lucy seslendirdi.

Lucy wurde von ihren Großeltern aufgezogen.

Lucy onun büyük ebeveynleri tarafından büyütüldü.

Lucy kann nicht mit Stäbchen essen.

Lucy yemek çubuklarını kullanamaz.

- Lucy kennt Maria.
- Lucia kennt Maria.

Lucy Mary'yi tanıyor.

Weißt du, ob Lucy Japanisch spricht?

Lucy'nin Japonca konuşabilip konuşamadığını biliyor musunuz?

Lucy spielte nach dem Abendessen oft Klavier.

Lucy genellikle akşam yemeğinden sonra piyano çalardı.

Lucy hat ebenso viele Freunde wie ich.

Lucy benim sahip olduğum kadar çok sayıda arkadaşa sahip.

Das Mädchen an der Tür ist Lucy.

Kapıdaki kız Lucy'dir.

Lucy hat mich vor drei Tagen besucht.

Lucy üç gün önce beni görmeye geldi.

Lucy hat viele Freunde, genau wie ich.

Lucy'nin benim gibi birçok arkadaşı var.

Lucy hat sich um meinen Hund gekümmert.

Köpeğime Lucy tarafından bakılmıştır.

- Ich habe gehört, dass Bob und Lucy auseinandergegangen sind.
- Ich habe gehört, dass Bob und Lucy Schluss gemacht haben.
- Ich hörte, dass sich Bob und Lucy getrennt haben.

Bob ve Lucy'nin ayrıldıklarını duydum.

- Jedenfalls ist Lucy dabei, ihre Wohnung zu verlassen.
- Wie auch immer, Lucy ist dabei, ihre Heimat zu verlassen.

Ancak Lucy evinden ayrılmak üzereydi.

Es ist sicher, dass Lucy den Popsänger heiraten wird.

Lucy'nin pop şarkıcısıyla evleneceği kesin.