Translation of "Klingelt" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Klingelt" in a sentence and their turkish translations:

Mein Telefon klingelt.

Cep telefonum çalıyor.

Dein Telefon klingelt.

Telefonun çalıyor.

Dein Mobiltelefon klingelt.

Cep telefonun çalıyor.

Das Telefon klingelt!

Telefon çalıyor!

Das Telefon klingelt.

Telefon çalıyor.

Der Wecker klingelt.

- Çalar saat ötüyor.
- Çalar saat çalıyor.

Klingelt das Telefon?

Telefon mu çalıyor?

Dein Telefon klingelt, Tom.

Telefonun çalıyor, Tom.

Es klingelt an der Tür.

Kapı zili çalıyor.

Eine Minute, mein Telefon klingelt.

Bir dakika, telefonum çalıyor.

Wer klingelt an der Tür ?

- Kapıyı kim çalıyor?
- Kapıda zili kim çalıyor?

Nimm das Telefon ab, es klingelt.

Telefonu al,çalıyor.

"Das Telefon klingelt." "Ich geh' dran."

- "Telefon çalıyor." "Ben bakarım."
- " Telefon çalıyor. " "Ben cevap veririm."

Wenn man ein Bad nimmt, klingelt das Telefon.

Biri banyoya girdi mi, telefon çalar.

Bei dem Namen klingelt es bei mir gar nicht.

O isim bir şey hatırlatmıyor.

Wenn das Telefon nochmal klingelt, werde ich es ignorieren.

Telefon tekrar çalarsa onu umursamayacağım.

- Mein Handy klingelt.
- Mein Natel läutet.
- Mein Mobiltelefon läutet.

Cep telefonum çalıyor.

Tom wacht gewöhnlich jeden Morgen auf, bevor sein Wecker klingelt.

Tom genellikle her sabah çalar saati çalmadan önce uyanır.

Das Telefon klingelt. Wenn du willst, nehme ich den Anruf entgegen.

Telefon çalıyor. İstersen, yanıtlayacağım.

Es klingelt. Tom, geh doch bitte hin und öffne die Tür!

Zil çalıyor. Tom, lütfen git ve kapıyı aç.

- Klingelt es da nicht bei dir?
- Kommt dir das nicht bekannt vor?

Bu bir şey çağrıştırmıyor mu?