Examples of using "Grausam" in a sentence and their turkish translations:
- Sen acımasızsın.
- Sen zalimsin.
- Çocuklar dayanılmazdır.
- Çocuklar acımasızdır.
- O zalimdir.
- O gaddardır.
- O acımasız.
- O zalim.
Korsanlar zalimdirler.
Onlar zalimler.
Dünya zalim.
Tom zalim değildir.
O çok zalimce.
Doğa acımasızdır.
İnsanlar zalim olabilir.
Tom zalim değildi.
Kader bazen zalimdir.
O zalim ve kalpsiz.
O zalim ve kalpsiz.
Acımasız olmaktan vazgeç.
Yaşam çok acımasız.
Zalim olmak istemiyorum.
Kader bazen acımasızdır.
Hayvanlara karşı zalim olmayın.
Bu çok zalim, söylemem gerekiyor.
O, bana zalim gibi görünüyor.
Nasıl bu kadar acımasız olabilirsin?
Tom zalimdir.
Doğa zalim ve güzeldir.
O korkunç görünüyor.
Dünya zalim.
Kör bir insanla alay etmek acımasızcadır.
Bana göre... Söylediklerim zalimce gelebilir
"Doğa zalim ve güzel...benim gibi," dedi Mary.
Bu gerçekten oldukça acımasız ya da acımasız bir mizah türüdür.
Norveç Kralı olarak Harald 'sert hükümdar' cesur, acımasız ve iyimserdi… ve
Canlı bir ıstakozu kaynar su dolu bir kaba atmak acımasızca.
Zalim olduğundan dolayı ondan hoşlanmıyorum.
Gülme olmadan yaşam nasıl olurdu? Üzücü. Konuşma olmadan yaşam nasıl olurdu? Suskun. Barış olmadan yaşam nasıl olurdu? Acımasız. Aşk olmadan yaşam nasıl olurdu? Yalnız. Sen olmadan yaşam nasıl olurdu? Anlamsız!