Examples of using "Gewusst" in a sentence and their turkish translations:
Onu her zaman biliyorum.
Tom bildi mi?
Şunu hiç bilmiyordum.
Onu bilmiyor muydun?
Onu her zaman tanıyordum.
Onu biliyor muydunuz?
Onu hakkında bir şeyler biliyor olamaz.
Keşke bilseydi!
O, onu başından beri biliyordu.
Ben onun adını asla bilmiyordum.
Tom'un onun hakkında bilmediğine eminim.
Keşke bilseydim.
Tom onun hakkında nasıl bilebilirdi?
Keşke daha önce bilseydim.
Keşke gerçeği bilseymişim.
- Eminim bunu bilmiyordun.
- Bahse girerim sen bunu bilmiyordun.
Onu biliyordum.
Sen kendin bile bilmiyordun.
Tom bir şey biliyordu.
Bilseydim gelmezdim.
Bilim adamları gerçeği biliyor gibi görünüyor.
Onun kanser olduğunu öğrenmiş oldu.
Tom bunun olacağını bilmiş olmalı.
Keşke bunu daha önce bilseydim.
Pulları biriktirdiğini bilmiyordum.
Tom'un parti hakkında bilmemesi mümkündür.
Tom Mary'nin nereye gidebileceğini merak ediyordu.
Tom geleceğimi bildiğini söyledi.
Bilseydim, onu sana söylerdim.
Adresini bilseydim, ona mektup yazardım.
Haberi bilseydim, sana söylerdim.
O, meselenin aslını biliyormuş gibi görünüyor.
- Onu bilmiyordum.
- Bunu bilmiyordum.
Keşke onu nasıl yapacağımı bilseydim.
Burada mutsuz olduğunu bilmiyordum.
Dün keşke cevabı bilseydim.
Bu konuda hiçbir şey bilmiyordum.
Onu başından beri biliyor olmalılar.
İnsanların neden bana baktıklarını merak ettim.
Tom'un senin arkadaşın olduğunu bilmiyordum.
Tom'un şarkı söylemek isteyip istemediğini merak ettim.
Onun hakkında bilseydim, ben planımı değiştirirdim.
Onun adresini bilseydim ona yazardım.
O bilseydi, daha önce gelebilirdi.
O kadar kötü hissettiğinin farkında değildim.
Bilseydim sana bildirirdim.
Sadece Tom'un nasıl hissettiğini bilseydim!
Onu biliyordum.
Bir gün bunun olacağını her zaman biliyordum.
Tom bildi.
Herkes onu biliyordu.
Bu günün geleceğini her zaman biliyordum.
Tom Mary'nin liseye nereye gittiğini merak etti.
Tom, Mary'nin Fransızca konuşabileceğini bilmediğini söyledi.
Onun adresini bilseydim, onu ziyaret edebilirdim.
Suçlanacağımı biliyordum.
Gerçeği bilseydim onu sana söylerdim.
Tom'un yeni bir araba aldığını biliyor muydun?
İkinizin hâlâ irtibatta olduğunuzu bilmiyordum.
Eğer burada olduğunu bilseydim hemen gelirdim.
Hastalığından haberim olsaydı, onu hastanede ziyaret ederdim.
Tom'un nerede olduğunu bilseydim sana söylerdim.
Eğer onun burada olduğunu bilseydik, gelmezdik.
Burada olacağını bilseydim, gelmezdim.
Bunun seni bu kadar üzeceğini bilseydim bundan bahsetmezdim.
Bunu bilmiyor muydun?
Tom'un Boston'da olacağını bilseydim sana söylerdim.
Eğer erkek kardeşim orada olsaydı ne yapılacağını bilirdi.
Benim bir erkek olduğumu bilseydin benimle konuşur muydun?
Tom'un Mary ile Boston'a gitmek isteyip istemediğini merak ettim.
- Onun hakkında bilseydim, sana söylerdim.
- Onu bilseydim, sana söylerdim.
- Bilseydim, sana söylerdim.
Tom'u unutmayacağını biliyordum.
Okuldan hemen sonra eve gelmen gerekiyordu. Bunu biliyordun.
Fotoğraf çekeceğimizi bilseydim bundan daha iyi giyerdim.
Hasta olduğunu bilseydim, seni hastanede ziyaret edebilirdim.
Hasta olduğunu bilseydim seni hastanede ziyaret ederdim.
Bana inanmayacağını biliyordum.
Ah, Maria! Ben daha önce bilseydim, ben sana aşık olmazdım.
Sadece Tom'un nasıl hissettiğini bilseydim, Mary ile çıkmazdım.
Tom'un dans etmek isteyip istemediğini merak ettim.
Eğer yeterli parasını olmadığını bilseydi Tom Mary'nin biletini ödeyebilirdi.
Bunu başından beri biliyordum.
Bana ne söz vereceğini biliyordum ve tutmayacağını da biliyorum.
Tom, bir İngiliz, kusursuz, aksansız Almanca konuştu. Daha iyi tanımasaydım, onu iyi bir aileden gelen bir Alman sanırdım.
Mary'nin dün neden okulda olmadığını Tom'un bilip bilmediğini merak ediyorum.
Telefon numaranı bilseydim seni arardım.
Oda arkadaşım yirmi yaşında ve ben bir hafta öncesine kadar bir klitorisin ne olduğunu bilmiyordum. O, onun bilgi eksikliğinin onun bir gey olmasından dolayı aşikar olduğunu düşünüyor, fakat bana sökmez. Sanırım bu burada halk eğitim sisteminin ne kadar boktan olduğunu göstermeye yeter.
Sadece hangi dilleri konuşabildiğinizi merak ediyordum.