Examples of using "Stück" in a sentence and their turkish translations:
Fransızcası yavaş yavaş gelişiyor.
Böyle az az, ortaklarımızla çalışarak,
- Bir parça daha keke ne dersin?
- Bir parça daha kek ister misiniz?
Oyun hala devam ediyor mu?
Kenara çekil!
Bir oyun okuyorum.
Seni küçük hergele!
Pastaya buyurun.
O parçanın adı ne?
Bir parça turta al.
Bana bir parça kağıt ver.
Bana üç parça tebeşir ver.
Bana iki parça tebeşir getir.
Herkes pastadan bir parça istedi.
Bu parçayı çalmak imkansız.
Kim bir parça daha kek istiyor?
Bu çocukların her birine üç parça verin.
Bir parça peynirli kek alabilir miyim?
Bir parça daha keke ne dersin?
- Bir parça daha keke ne dersin?
- Bir parça daha kek ister misiniz?
Bana bir parça tebeşir getir.
Onun üç parça bağajı vardı.
Bir parça tebeşir aldı.
Kim bir parça pasta ister?
İşte bir parça kağıt.
Tom bir parça tost yedi.
Yürüyüşe gideceğim.
Tom onlardan üçünü aldı.
- Bir parça kek istiyorum.
- Bir parça pasta istiyorum.
Bu parça önemli bir anahtardır.
Bu oyunun üç perdesi vardır.
Ben ona hiç inanmıyorum.
Bana bir parça tebeşir verin.
Bana iki parça tebeşir ver.
Bu marşmelov harikaymış.
Kağıt parçasını parçaladı.
Tom kağıt parçasını parçaladı.
Bir parça kağıt istiyorum.
Bir parça kek daha alabilir miyim?
Birisi o parçayı alıp
Bir dilim peynirli pasta alabilir miyim?
O bir kalıp sabun tüketti.
Lütfen bana bir parça kağıt getir.
- O oyun çok büyük bir başarı elde etti.
- O oyun büyük bir başarıydı.
Son kek dilimini Tom yedi.
Tom bir parça karpuz daha istedi.
Bana beyaz bir kağıt parçası ver.
Tom on iki saat boyunca uyudu.
Bu sadece bir kağıt parçası.
Tom kesintisiz sekiz saat uyudu.
Tom son kek parçasını aldı.
Beni götürebilir misin?
Görünüşe göre ben bir çöp parçasıyım.
Dan Linda'ya bir parça çikolata verdi.
Tom Mary'ye bir parça çikolata verdi.
Bir zamanlar bir tahta parçası vardı.
Bir dilim Baumkuchen yedim.
Biz biraz geri gitsek iyi olur.
O, kit'in çok akıllı bir parçasıdır.
O, ona bir parça kağıt verdi.
Bir parça daha keke ne dersin?
O kabloyu nereden aldınız?
Bir parça daha pasta ister misiniz?
Bu oyun aşk hakkındadır.
Bu parçayı çalamıyorum.
Bu kağıt parçasını yırtacağım.
Tom aralıksız 3 saat çalıştı.
Tom piyanoda bir parça çaldı.
"Bir dilim daha pasta alır mısın?" "Evet, lütfen."
Lütfen cevabı bu kâğıt parçasına yazın.
Bence, sanıyorum oyun oldukça ilginçti.
Oyun gerçek bir hikayeye dayalıdır.
O, bir parça kağıt çıkardı.
Köpeğe iki parça et verdim.
O, oyunda küçük bir bölümü oynadı.
Bana bir parça odun verir misin?
On gün peş peşe kar yağdı.
İşe geri dön, seni tembel serseri!
Bir parça pasta daha almayacak mısın?
Bir parça pasta ister misin?
Bugünkü oyun beni gerçekten etkiledi.
Tiyatro grubu yeni oyunu sahneledi.
Ellerini bir kalıp sabunla yıka.
Bu portakalların on tanesi bir dolar.
O, kek parçasını benimle paylaştı.
Bir parça daha kek yiyebilir miyim?
Tom bana bir parça pasta önerdi.
Bir kağıt parçasına bir şey yazdı.
O sabun kalıbını bana uzat.
Tom bir kağıt parçası üzerine bir şeyler yazdı.
Tom pastadan bir parça yedi.
Lütfen yazmak için bana bir parça kağıt ver.
3 inç kalınlığında bir parça ahşaba ihtiyacım var.
Onu bu bir parça kağıda yazar mısın?
Bu bir Şaman adetidir, unutmayın.
O, kız kardeşine bir parça ekmek kesti.