Examples of using "Freundlich" in a sentence and their turkish translations:
Yakınlık gösterin.
Tom cana yakındır.
Tom candan gülümsedi.
Tom arkadaş canlısıydı.
Sen samimi misin?
O, arkadaş canlısı.
Tom arkadaş canlısı mı?
O size karşı nazik midir?
Adanın sakinleri cana yakındır.
Onu nazik buldum.
O dostça bir görünüme sahiptir.
O bugün kibarlaşıyor.
Herkes peynir desin.
Tom arkadaş canlısı değil.
Tom son derece nazik.
Son derece arkadaş canlısıdır.
Çok naziksin.
Tom çok arkadaş canlısıydı.
Herkes çok samimiydı.
Tom her zaman samimi.
Diğerlerine karşı kibar olmalısın.
Bayan Young çok nazik.
O cana yakın görünüyor.
O size karşı nazik midir?
O, her yerde sıcak karşılandı.
Siz ikiniz gerçekten naziksiniz.
Gülümseyin.
O bana nazikçe güler.
Tom çok arkadaş canlısı değil.
Tom arkadaş canlısı görünüyor.
Şu çok arkadaşça değil.
Tom hoş, değil mi?
Tom'u çok cana yakın buldum.
Tom herkese karşı sıcak.
O bugün çok nazikleşiyor.
Tom, Mary'ye dostça bir gülücük verdi.
Tom bana karşı kibar.
Yaşlılara karşı iyi kalpli olun.
İnsanlar her zaman cana yakındır.
Oyuncak satıcısı çok samimiydi.
Tom bugün çok nazik davranıyor.
İnsanlar çok samimiydi.
Tom samimi olmayı denedi.
Mary çok da dostane değil.
İnsanlara karşı kibar ve sıcakkanlıydı,
Bob etrafındakilere naziktir.
Sekreter bana hoş bir gülümseme verdi.
O bana karşı çok nazik.
Oradaki insanlar çok samimi.
O, bize karşı çok kibar.
O, onlara karşı çok nazikti.
O bize karşı çok samimidir.
O, her zaman bana karşı cana yakındır.
Tom çok samimi ve içi dışı bir.
Tom çok samimi, değil mi?
Tom her zaman herkese karşı nazik.
Tom her zaman bana karşı samimi.
Tom insanlarla iyi geçinirdi.
- Bu hayvanlar da çok cana yakın.
- Bu hayvanlar cana da çok yakın.
Önceleri, Hintliler cana yakındı.
Tom bize karşı çok samimi.
Tom'un nazik olduğunu düşünüyorum.
Tom her zaman arkadaş canlısı, değil mi?
Emily bana oldukça cana yakın davranıyor.
Tom hâlâ tamamen eskisi kadar arkadaş canlısı.
Mektubumu postalar mısın?
Oğlan bize etrafı gösterecek nezakete sahipti.
O, bana yardım etmek için yeterince nazikti.
Köylüler ziyaretçilerine karşı nazikti.
Lütfen ayakkabılarını çıkarır mısın?
Tom Mary'nin tüm arkadaşlarına karşı nazikti.
Tom bana yardım edecek kadar nazikti.
Gerçek kibarca anlatılabilir.
O, her zaman bana karşı naziktir.
O pencereyi kapatır mısınız?
Tom çok naziktir.
Manav müşterilerine karşı çok nazik.
O, onu mağazaya götürecek kadar nazikti.
- Çok nazik olduğu için, herkes onu seviyordu.
- Onu herkes sevdi çünkü o çok kibardı.
Bir an bekleyebilir misin?
Bana yardım etmen incelikti.
Erkek arkadaşım akıllı, yakışıklı, ve cana yakındır.
- O çok kibardır.
- O çok nazik.
- Çok kibardır.
- Çok ince.
Fin insanlarının çoğu Çinli insanlara karşı çok arkadaş canlısıdır.
Benim için bagajımı taşıyacak kadar kibardı.
Tom Mary'nin o kadar cana yakın olacağını ummuyordu.
Komşularınla dostane olmalısın.
Kitabını bana ödünç vermeyi lütfeder misin?
Beni otobüs durağına götürme nezaketini gösterdi.
Ayakkabı bağlarımı bağlayacak kadar nazikti.
O naziktir.
Başkan benim mektubuma cevap vermek için yeterince kibardı.