Examples of using "Einwohner" in a sentence and their turkish translations:
Şehrin büyük bir nüfusu vardır.
Kentin nüfusu 100 bin civarındadır.
Brezilya'nın hemen hemen 200 milyon nüfusu vardır.
New York'un nüfusu nedir?
Japonya'nın nüfusu Amerika'dan daha azdır.
- Halk yöneticiye karşı ayaklandı.
- İnsanlar yöneticiye karşı isyan etti.
Niue'nin nüfusu sadece 1400'dür.
Sakinlerinin % 10'u Japonya'dan geliyor.
Bu şehrin bir milyon sakini var.
Boston'un nüfusunun ne olduğunu biliyor musun?
Venedik artık 60.000'den az nüfusa sahiptir.
- Avustralya'da kaç kişi yaşıyor biliyor musun?
- Avustralya'da kaç kişinin yaşadığını biliyor musun?
Birleşik Devletler genelindeki insanların üçte ikisinin cevabı "Hayır" oldu.
Yerlilere uzun süre kurak havayla işkence yapıldı.
Sakinlerin %70'inden fazlası programı destekliyor.
Tokyo'nun Japonya'daki herhangi bir şehirden daha büyük nüfusu var.
Oturanların yarısından fazlası plana karşı çıkıyor.
Ama onun yerine şehir sakinlerinin %90'ın kaçtığını öğrendi
Lüksemburg Büyük Dükalığı 563.000 nüfusa sahiptir ve bunların %46'sı yabancıdır.
Bu adanın sakinlerinin korkunç suçlar işledikleri kesin idi.
Işık kirliliği, Kuzey Amerika'daki insanların yüzde 80'inin Samanyolu'nu görmesini engelliyor.
Bükreş 2.1 milyon nüfusa sahiptir.
Çin'in nüfusu Japonya'dan yaklaşık sekiz kat daha büyüktür.
Oturanların yarısından fazlası plana karşı çıkıyor.
Japonya'nın nüfusu yaklaşık 120 milyondur.
Kuşkusuz bu dünyada her erkeğin ve kadının evlenmek için huyu huyuna, suyu suyuna tamamen denk birisi mutlaka vardır; fakat bir insanın sadece birkaç yüz kişiyle tanışma fırsatı bulduğu, bu birkaç yüz kişi içinden belki bir düzinesini yakından tanıdığı, bu bir düzinenin de ancak birkaçıyla dost olduğu göz önüne alınır ve de dünyada milyonlarca insanın yaşadığı hatırda tutulursa kolayca görülür ki dünya yaratıldığından beri doğru erkek doğru kadınla muhtemelen daha hiç karşılaşmamıştır.