Examples of using "Einverständnis" in a sentence and their turkish translations:
Senin onayın benim için önemli.
O, onun onayını istiyor.
Onun onayını istiyor.
Onlar bir anlaşmaya vardı.
Tom Mary'nin onayını istiyor.
Ben onların onayını istedim.
Tom, annesinin onayını istiyor.
O annesinin onayını ister.
Onlar karşılıklı anlaşmayla boşandılar.
Sen de buna hiçbir zaman onay vermedin.
Bu tasarı onay için Senatoya gönderildi.
Benim iznim olmadan kızımla evlenmeye nasıl cesaret edersin?
Makul bir öneriyle gelsen, kabul ederdim.
"Bize inekler süt, tavuklar da yumurta verir." "Aslında ne inekler, ne de tavuklar bize hiçbir şey vermez. Bunları onların rızası dışında alıyoruz."