Examples of using "Hart" in a sentence and their turkish translations:
O çok çalıştı.
Sen sıkı çalıştın.
Tom iş başında serttir.
Çok çalışırım.
Bu zor.
John sıkı çalışır.
Demir serttir.
O çok çalıştı.
Tom çok çalıştı.
Sert ama adilsin.
O çok çalışır.
O çok sıkı çalışıyor.
Bu sıkı dondurulmuş.
- Hayat zordur.
- Hayat katıdır.
- Yaşam zordur.
Tom her zaman çok çalışır.
Tom çok çalışır.
Onlar gerçekten çok çalışır.
Onlar çok fazla çalışır.
- Zamanlar dayanıklıdır.
- Devir kötü.
Yumurta sert.
Tom çok çalışacak.
Böylesine sıkı bir işçisin.
Yaşam koşulları zordu.
Tom çok aşırı çalışır.
Tom sert dövüştü.
Ben çok sıkı çalışırım.
Ben çok sıkı çalışırım.
Sami çok çalışıyor.
Elmas çok serttir.
- Sıkı çalışmalısın.
- Sıkı çalışman gerekiyor.
- Siz pek yeterince çalışıp işlemediniz.
- Siz yeterince çalışmadınız.
O, topa sert vurdu.
O, kaya gibi sertti.
O, çok çalıştı.
Kırıcı ama adil.
Tom sert görünüyor.
Tom çok sert değil.
Çok sıkı çalışmalısın.
Belki de çok çalışıyorsunuz.
- Çok sertsiniz ama adilsiniz.
- Çok sert ama adilsiniz.
İş gerçekten zordu.
Yaşam gerçekten zordur.
Tayvan'daki insanlar sıkı çalışırlar.
Çok sertsin ama adilsin.
Bu çok sert bir yatak.
Gerçekten çok çalışmak zorundasın.
Bana çok yüklenme.
Babam sıkı bir işçidir.
Gro gibi kuruluşlar bunu gerçekliğe dönüştürmek için çok sıkı çalışıyor.
Biz çok çalışmak için zorlandık.
Paul bu günlerde çok sıkı çalışıyor.
Senin için zor olmalı.
Çevredeki herkes çok çalışır.
Yumurtamı katı kaynat lütfen.
Onun hırsı onu sıkı çalıştırdı.
Tom bu kadar sıkı çalışmak zorunda değil.
Başarı genellikle sıkı çalışma gerektirir.
Yeterince sıkı çalışmadın.
Tom çok çalıştığını söylüyor.
Carol çok sıkı çalışıyor. Henry de öyle.
Sen bu sabah çok çalıştın.
Sanırım çok fazla çalışıyorsun.
Kendinize çok sert olmayın.
Başarısız olmamak için çok çalışmalısın.
Hiçbir şey elmas kadar sert değildir.
O, eskisi kadar çok çalışmıyor.
O, çok çalışmaya alışkındır.
Başarılı olmak için sıkı çalıştın.
Lütfen yumurtaları çok sert kaynatma.
Çok çalışmaya alışkınım.
Tom çok çalışmaya alışkın.
Kaybı telafi etmek için çok çalıştım.
Gece gündüz çok çalışmak zorundaydı.
Bunun senin için zor olduğunu biliyorum.
Tom çok çalışkan biri.
Para biriktirmek için sıkı çalıştı.
Ben hayatım boyunca çok çalıştım.
Tom hayatı boyunca çok çalıştı.
Hayat herkes için zordur.
Bu kadar çok çalışmak zorunda değilsiniz.
Tom eskisi kadar çok çalışmıyor.
- Tom öğretmen ve gazeteci olarak çalıştı.
- Tom bir öğretmen ve gazeteci olarak çalıştı.
Bazen sert olmak zorundayız.
Akıntının yönünde yaşayan insanları da kötü vuracak.
Bir ebeveyn olarak annem çiftçiliği, ucuz mal ticaretini
yinede etmiyorlar çalışkan yaratıklar sonuçta
- Hükümet azınlık gruba göz açtırmadı.
- Hükümet azınlık gruba sınırlamalar getirdi.
Siz çok çalışıyorsunuz.
Bizim sosyal engelleri yıkmak için çok çalışmamız gerekmektedir.
O, kaya gibi sertti.
Amacına ulaşmak için sıkı çalıştı.
- Hayatını kazanmak için çok çalışır.
- Ekmeğini taştan çıkarıyor.
Sınavı geçmek için çok çalışıyor.