Examples of using "Boden" in a sentence and their turkish translations:
Tom zemini paspasladı.
Yeri süpür.
Zemin gıcırdadı.
Marangoz döşemeyi ölçüyor.
Zemin karla kaplıydı.
Zemin çok kaygan.
yer üstüne inşa çıkıyor
Herkes aşağıya!
Zemin çöktü.
Zemin soğuktu.
Tom yere düştü.
Yer lav.
Kitap yere düştü.
Yere bir şey atma.
suyun yerlere aktığını,
ve yer kapandı
toprakla bütünleşmesi beklenir
Toprakta, dünyadaki bitki örtüsünün
Yerin sallandığını hissettim.
Yapraklar sessizce yere düşüyordu.
Adam yere düştü.
Köpek yeri kokladı.
Tom perişan oldu.
O geriye düştü.
O, yere düştü.
Yere bir elma düştü.
Zeminde çukurlar var.
O yerde yatıyor.
Tom yerde yatıyor.
- Tom perişan oldu.
- Tom harap.
Tom yerde oturuyor.
Zemin çok soğuktu.
Perişan oldum.
Mary harap edilmişti.
O harap olmuştu.
O harap olmuştu.
Patlama, zemini sarstı.
Zemin çok eğriydi.
Dibe dokunabilir misin?
Bardak yere düştü.
Bu, kutsal topraktır.
Dikkatli ol, yer ıslak.
Yuva yere düştü.
Yerde mi oturuyorsun?
Tom yere tükürdü.
Bebek yerde yatıyordu.
Yere saplayın.
uçaklar yere daima parelel gidiyor
sabit üzerinde durmuyor yani
İşte toprağın devreye girdiği yer:
çürüdüğünde atmosfere geri döner.
Benim gibi biyojeokimyagerler
mikropların gelmesini ve karbonun tümünü
Lütfen kirli zemini temizle.
Dennis yere uzanıp yattı.
Asker yerde yaralı yatıyordu.
Parti hızla temel kazandı.
Kalemi yerden al.
Bu toprak humus bakımından zengindir.
O, yerde yaralı yatıyordu.
Kendisine saldıranı yere devirdi.
O yere düz düştü.
Adımına dikkat et. Zemin kaygan.
Bu çiftlikte kaç tane sinek var?
Ben yerde uyuyacağım.
Tom yerde ölü yatıyor.
Yapraklar toprağa düştü.
Döşemenin her tarafında kan vardı.
Ona yeri süpürttüm.
Tom yere oturdu.
Tom yerde baygın yatıyordu.
- Yer ıslak ve kaygan.
- Yerler ıslak ve kaygan.
Zemin hâlâ ıslak.
Tom, zeminden bir şey aldı.
Yerde bazı çamurlu ayak izleri vardı.
Neden zeminde talaş var?
Tom bazen zeminde uyur.
Tom Mary'nin yerden kalkmasına yardım etti.
Tom yerde kan gördü.
Yere oturma.
Bu çok iyi toprak.
Ben tamamen harap olmuştum.
Kuru bir yaprak yere düştü.
Zemin ıslak görünüyor.
Onun ebeveynleri harap edildi.
Tom yerde yaralı yatıyordu.
Tom yere uzandı.
ayak tabanlarınız yere değecek şekilde olsun ,
Ama yeryüzü o kadar karanlıktır ki...
aynı zamanda alt kısma kuartz döşenmiş
Hava yumuşak ve toprak nemli.
Yere bir şeyin düştüğünü duydum.
Elmalardan biri yere düştü.
Yaşlı adam yere düştü.
Yerde dümdüz yatmamız mı gerek?
O silahı yere bıraktı.