Examples of using "Berühmtheit" in a sentence and their turkish translations:
Ben bir şöhret değilim.
O bir süperstar.
Tom ünlü bir kişi olmaktan hoşlandı.
Mary bir ünlü kişi olmaktan hoşlanır.
Biz çıkmaya başladığımızda Tom'un ünlü olduğunu bilmiyordum.
O, ünlü bir şeydir.