Examples of using "„weine" in a sentence and their turkish translations:
Lütfen ağlama.
Ağlama.
Ağlamıyorum.
Evet, ben ağlıyorum.
Ben çok ağlarım.
Ben nadiren ağlarım.
- Asla ağlamam.
- Ben asla ağlamam.
O, "ağlama." dedi.
Fransız şaraplarını sever misiniz?
Kolay kolay ağlamam.
Neden ağlıyorum?
Her gün ağlarım.
Neredeyse hiç ağlamam.
Ağlama.
Neredeyse her gün ağlarım.
Sanırım ağlayacağım.
Genellikle ağlamam.
Ağlama.
Tom Mary'nin ağlamasını istemiyordu.
Boşuna üzülme.
Kayıp gençliğim için ağlıyorum.
Ona niçin ağladığını sordu.
Orada! orada! çocuk, ağlama!
Ağlama!
Ağlama. Her şey yoluna girecek.
Ağlama.
Ağlama. Her şey iyi olacak.
Bu resmi görünce hep ağlarım.
Şimdi gülümse, sonra ağlarsın!
Prens küçük kıza neden ağladığını sordu.
Bu şarkıyı her dinlememde ağlarım.
Tom şarapları biliyor.
Ağlama, zira iyi zamanlar gitti. Onun yerine onlar hâlâ devam ediyorken gülümse.
Çocuk ağlıyormuş gibi yaptı böylece biraz sempati alabildi.
Tom Mary'ye niçin ağladığını sordu.
İyi kaliteli şarap söz konusu olduğunda hiçbir ülke Fransa'ya rakip olamaz.
Ayna benim en iyi arkadaşımdır. Çünkü ben ağladığımda o asla gülmez.
"Söyle bana, küçük çocuk, orada ne yapıyorsun?" "Göremiyor musun? Ben ağlıyorum."