Examples of using "„eh" in a sentence and their turkish translations:
Bu biraz açık değil mi?
O, her zamanki kadar geveze.
Bu öğleden sonra meşgul olmayacaksın, değil mi?
Tom her zamanki gibi sağlıklı.
Yapacak başka bir şeyin yok.
O hâlâ her zaman ki kadar soğuk.
Tom hâlâ tamamen eskisi kadar yakışıklı.
Tom'a biraz aspirin almak istedim fakat o bunun işe yarayacağını düşünmediğini söyledi.
ve ahlaki olarak her zaman olduğu gibi yönetiliyor.
Seve seve gelirim, bu öğleden sonra bir planım yok.
Her zamanki kadar çekicisin.
Her zamanki kadar zavallı.
Ben uyumadan önce tutacak sözlerim ve gidecek millerim var.
O yaşlanıyor ama her zamanki kadar sağlıklı.
Tom hâlâ tamamen eskisi kadar fakir.
Ne sahip olduğum şeyi istiyorum ne de sahip olamayacağım şeyi. İkisi de beni mutlu etmiyor. Ancak bunu idrak etmek bana kendimi gerçekten iyi hissettiriyor.
"Anne bak, şurada oturan Tom." "Şşt! Öyle söyleyemezsin!" "Ama onun adı bu." "Eh, sessiz ol ve beni utandırma Anton!" "Tom, Tom, çilli bom!"